0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Abisinden gördüğü kilim onarma işini 11 yaşından beri sürdüren Kilim Ustası Adem Seçil, 40 yıldır bu işi yapıyor. 80-90 yıllık olan birçok kilimi onarıyor ve hatta kilimleri mindere, çantaya, çoraba dönüştürerek yurt dışına satışını gerçekleştiriyor. Kilim dokumanın iğneyle kuyu kazmak gibi bir iş olduğunu söyleyen Seçil “Bu işe özellikle yetkililer tarafından değer verilmeli. Kültür Bakanlığı’nın bu işle ilgilenmesi lazım. Çünkü yıllar önce ebeveynlerimizin, babaannelerimizin dokuduğu kilimleri onararak ülkemize kazandırıp yurt dışına satıyoruz. Ülkemize döviz girmesini sağlıyoruz” dedi.
Kendi atölyesinde 11 yaşından beri tarihi kilimleri onararak hayat veren Kilim Ustası Adem Seçil, “Bu işe 11 yaşında abimden görüp başladım. Hem okula gidiyordum hem de bu işi yapıyordum. 40 senedir de bu işle uğraşıyorum. Ben çoğunlukla halı kilim tamiratıyla uğraşıyorum kendi işimi yapmaktayım. Kendi ürünlerimi yapıp satmaya çalışıyorum. Yaptığım halı ve kilimleri genellikle yurtdışına satıyorum. İnternet ortamında da satış yapıyoruz. Avusturalya, Amerika, Kanada, İngiltere ve yurtiçi satışlarımız oluyor. Eski kilimlerin tamirini yapmasak bu kilimlerin satışı olmaz. Şu anda Kayseri de bu işi yapan birkaç usta var içlerinden biri de benim ustamdı zaten onlarda halı ve kilim tamiratına devam ediyorlar. Şu anda yeni bir usta yetiştirmek için çırak bulmak mümkün değil. Gelen çırak bu işi görse kaçar. Zor bir iş tamir yapmak kolay değil, iğneyle kuyu kazmak gibi bir iş” ifadelerini kullandı.
‘KİLİMİN HER PARÇASINI DEĞERLENDİRİP SATIYORUZ’
Kilim dokurken her parçasını değerlendirdiklerini anlatan Kilim Ustası Seçil, “Biz halıların kilimlerin hiçbir kısımlarını araya vermiyoruz, çöpe gitmiyor. Elimizden geldiği kadar değerlendirmeye çalışıyoruz. Minder yapıyoruz, kilimlerden çorap, çanta yaparak her alanda değerlendirmeye çalışıyoruz. Biz bütün kilimleri değerlendiriyoruz. Önce kilim üstünde ince hesaplamalar yapıyoruz. Hangi ürünleri çıkartabiliriz diye. Mini yolluk, seccade, çorap gibi hangi ürünlerin çıkabileceğini hesaplayıp işe başlıyoruz. Diyelim ki bu ürünleri yapmak için ürün yetersiz, o zaman hemen minder yapıyoruz. Komple bir kilimi kesersek zarar ederiz, çünkü bunların işçiliği 50-55 liraya mal oluyor. Yani minder için bir kilim kesilmez. Tamiri çok olan kilimlerden çoraplar yapıyoruz. Yaptığımız çoraplarda özellikle Amerika için çok önemli. Noel zamanı bu çoraplar büyük bir rağbet görüyor. Noel gelmeden almaya başlıyorlar bu çoraplardan. Böylelikle kilimin her parçasını değerlendirip satıyoruz. Kilim tamir etmek için gerekli malzemeleri temin etmekte zorlanmıyoruz. Kilimler yıkanıyor, soluyor, pastel renklere dönüyor. Bazen o renk tonunda ipimiz olmaya biliyor. Rengin ipinden yoksa ben saf yünü aynı renkte boyayarak tamir işlemini yapıyorum. Krom boya ile boyuyoruz iplerimizi. Ufak bir çaydanlığın içinde kaynatarak istediğimiz renk tonunu yakalayabiliyoruz ama sadece tamir işlemi için. İmalatta büyük kazanlar, havuzlar oluyor onların içinde boyanıyor” şeklinde konuştu.
‘EMEĞİMİZİN KARŞILIĞINI ALAMIYORUZ’
Yaptıkları işte emeklerinin karşılığını alamadıklarını dile getiren Kilim Ustası Seçil, “Bu işi öğrenmek isteyen yok. Seksenli doksanlı yıllara tekrar geri dönmemiz mümkün değil. Bir genci buraya getirin ben bu işi öğretmeye çalışmam mümkün değil. Kilim tamircisi olarak bu yapmış olduğumuz işin emeğini alamıyoruz. Sadece kendi ürünlerimizi tamir ettiğimiz için karşılığını öyle alabiliyoruz. Ama dışarıdan biri tamir getirse çok küçük bir miktar teklif ediliyor. Maliyeti karşılamıyor. Bu işe özellikle devlet tarafından değer verilmeli. Kültür Bakanlığı’nın bu işle ilgilenmesi lazım. Sadece halı, kilim tamiri yapanlar değil ayakkabı tamiri yapanlara da destek verilmesi lazım. Çünkü yıllar önce ebeveynlerimizin, babaannelerimizin dokuduğu kilimleri onararak ülkemize kazandırıp yurt dışına satıyoruz. Ülkemize döviz girmesini sağlıyoruz. 80 sene, 100 sene önce dokunmuş halılar bunlar” diye konuştu.