DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
ALTIN 2.441,260,23
BITCOIN 2043987-1,00%
Kayseri
20°

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

X

Elektrikli araç almanın tam zamanı mı yoksa beklemeli mi?

Elektrikli araç almanın tam zamanı mı yoksa beklemeli mi?
11

BEĞENDİM

ABONE OL

Bu soru dünyanın her yerinde soruluyor. 2030-2040’lı yıllarda yaygınlaşır diye beklenen elektrikli araçlar bazı ülkelerde sayı üstünlüğünü elde etmiş durumda. Kendi ülkemizde de başta TOGG olmak üzere elektrikli araçlar hızla yayılmaktadır. Bazen ben de kendi kendime soruyorum “Serhat, en azından eşimin arabasını elektrikli ile değiştirsem mi, değiştirmesem mi” diye…

Böyle kararsız kaldığım durumlarda SWOT analizi yaparım. Yani basit tabirle, artıları ve eksileri zihnimde bir tabloda karşılaştırırım.

Önce pozitif nedenleri düşünelim;

– Bugünün şartlarında kendi aracımın 55 litrelik deposunu yaklaşık (2024 başı) 2000 TL’ye dolduruyorum ve yaklaşık 700 km yol yapıyorum. Yani kilometre başına 2,86 TL harcıyorum. Elektrikli otomobil alan bir arkadaşım da kendi ev elektriği ile 150 TL’ye şarj attiğini ve yaklaşık 400 km yol yaptığını söyledi. Kilometre başına maliyet açısından muazzam. Hatta müstakil evine güneş paneli inşa edip, elektriği komple bedavaya getirme ihtimali bile var. Düşünün, aracınız ile yolculuğu bedavaya getirdiğinizi…

– Elektrikli araçlarda egzos yok. Yani kullanırken çevreye olumsuz bir gaz salınımı yapmıyorsunuz. İstanbul, Ankara gibi büyük şehirlerin trafikteki bütün araçlardan çıkan egzos gazının sıfıra indiğini hayal edin.

– Elektrikli araçlar performans konusunda yakıtlı araçlardan kat kat üstün. Benzin, mazot, LPG kullanan içten yanmalı motorlar aslında ürettiği enerjinin %30-40’ını tekerlere aktarabiliyor. Geri kalan kısım diğer mekanik parçaları hareket ettirip, egzostan duman olup çıkıyor.

– Bakım maliyeti yok denecek kadar az… Anormal bir durum gerçekleşmediği sürece cam suyu, hava filtresi, polen filtresi, fren balataları, akü soğutma sıvısı vb hafif bakımlardan ibaret…

– Bataryalar için ön görülen ömür 10-12 yıl.

Şimdi gelelim olumsuzlara,

– Elektrikli araçlarda egzos yok dedik ama bu araçları şarj edeceğimiz istasyonların elektrik enerjisinin %50’den fazlasının ülkemizdeki “fosil yakıtlı santrallerden” elde edildiğini unutmayalım.

– Bataryayı üretmek, bataryayı üretecek hammaddelerin çıkarılması, işlenmesi, ömrü biten bataryaların imha edilmesi de ciddi kirlilik kaynakları.

– Evinize kurduracağınız prizden elektrikli aracı şarj etmeniz 8-10 saati bulurken super şarj istasyonlarında ortalama 25-40 dakikayı bulan şarj süreleri var. Ayrıca evinizde X birime şarj edebiliyorken super şarj istasyonlarında 5-7X biriminde şarj ediyorsunuz. Sık sık uzak mesafelerde araç kullanıyorsanız şarj etmek sizi yorar. Özellikle ülkenin kırsal kesimlerine doğru gittikçe şarj istasyonlarını bulmanız daha da zorlaşacaktır. Ama tabiiki şarj istasyonu sayısı her geçen gün artıyor.

– Soğuk havalarda menzil mesafeniz kayda değer oranda düşecek. Örneğin aracınızı vitese geçirmek için sabahları belki 3-4 dakika aracınızın kendi kendini ısıtmasını beklemek zorunda kalabiliyorsunuz ancak bazı markalarda “ısı pompası” teknolojisi var, bu sorunu ortadan kaldırıyor.

– Her bir batarya potansiyel bombadır. Ciddi çarpışma esnasında bataryalar bomba gibi patlayabilir. Bunun için de üreticiler çözüm aramaktadır ama Youtube üzerinde birçok alev alan Tesla araç görüntüleri mevcut. “Güvenlik konseptlerinin ve elektrikli araç sistemlerinin geliştirilmesi ile elektrikli araçlara ilişkin riskler azalıyor ancak bataryaların koşullara bağlı olarak patlamaya eğilimli olduğunu unutmayın.” KIA açıklaması. Ancak buna paralel olarak sevindirici haber, batarya teknolojisi de günden güne gelişmekte olup patlama gibi olumsuz durumlarla baş edebilecek bataryalarını çeşitli birçok testten geçiren firmalar gün geçtikçe artmakta.

– 4 Kasım 2016’da Avrupa ülkeleri arasında yapılan Paris İklim Anlaşması’na göre; Avrupa’nın otomobil üreticisi olan firmalar, 2030 yılının sonuna kadar elektrikli araçların üretiminde kullanılan enerjinin tamamını yenilenebilir enerjiyle karşılayacaklar. Üretimde kullanılan enerji tamamen yenilenebilir olduğunda elektrikli araçlar çevreye neredeyse hiç zarar vermeyecektir. Günümüzde üretilen araçlarda ise yenilenebilir enerji kullanım oranı %40, bu oran şu anda üretilen elektrikli araçların üretiminde geleneksel araçlara nazaran daha fazla kirlilik olduğunu gösteriyor.

Bu yazı için benden daha bilgili ve tecrübeli olan arkadaşım Sayın Ali Kuşçuluoğlu’na, engin fikirleriyle aydınlatmasından ötürü sizlerin huzurunuzda teşekkür ederim.

Serhat Güller

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.