Serhat Güller

22 Nisan 2024 Pazartesi

TAKİP ET TÜM YAZILARI

DİĞER YAZARLARIMIZ

Düşman Radarlarına Yakalanmayan Yerli Teknolojimiz: BÜRFİS AESA RADAR

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Türkiye’nin özgün ve ulusal kaynaklarını kullanarak oluşturduğu BÜRFİS radar düzeneği, savunma teknolojileri mevzusunda mühim bir gelişme olarak dikkat çekmektedir. ASELSAN’ın ürettiği bu düzenek, F-16 Blok 30 muharebe jetlerinin yenilenmesi amacıyla ÖZGÜR Projesi dahilinde işlev görecek şekilde planlanmıştır. Bunun yanı sıra, yerli savaş uçağımız KAAN’da da aktif olarak görev alacaktır.

BÜRFİS, AESA (Aktif Elektronik Tarayıcı Dizi) radar teknolojisini temel alır. AESA radarlar, çok sayıda minik katı hal verici/alıcı modülünden (TRM) meydana gelir ve bu modüller aracılığıyla farklı radyo dalgaları yollayarak ışınlarını hedefe yönlendirir. İleri düzey AESA radarlar, dalgaları daha geniş bir frekans yelpazesinde yayarak algılanmalarını güçleştirir. AESA cihazları ayrıca, karıştırıcı sinyalleri anlık olarak tespit edebilme ve buna göre ayar yapabilme kapasitesine sahip olduğundan, karıştırmaya karşı üstün bir direnç gösterirler. Yani taşıdığı aracın düşman radarları tarafından algılanmasını önleyerek ‘görünmez’ kılma yeteneğine sahiptir.

BÜRFİS’in geliştirilmesi, Türkiye’nin hava savunma yeteneklerini büyük oranda güçlendirecek ve yerli silah sistemlerinin bütünleşmesini basitleştirecektir. Savunma Sanayii Başkanı İsmail DEMİR’in sözlerine göre, BÜRFİS radar düzeneği, dünya genelindeki en gelişmiş radar sistemleriyle eşdeğer bir performans göstermektedir. Bu düzenek, aynı zamanda Milli Savaş Uçağı KAAN Projesi’nin temel unsurlarını oluşturmakta ve Türkiye’nin ileriye dönük hava gücünün biçimlenmesinde hayati bir rol üstlenmektedir.

BÜRFİS’in ortaya çıkışıyla, Türkiye’nin savunma endüstrisi, radar ve elektronik savaş sistemleri alanında dışa bağımlılığını düşürmeyi ve bu sektörde global bir aktör olmayı amaçlamaktadır.

Netice itibarıyla, BÜRFİS radar düzeneği, Türkiye’nin savunma teknolojileri sahasında gerçekleştirdiği stratejik hamlelerden bir tanesi olarak kabul edilebilir. Bu düzenek, ulusal kaynaklarla geliştirilmiş olup, Türkiye’nin savunma endüstrisindeki özerkliğini ve operasyonel kapasitesini yükseltmede kritik bir öneme sahiptir. BÜRFİS, ayrıca Türkiye’nin gelecek hava savunma sistemlerinin inşasında da merkezi bir öğe olmaya devam edecektir.

SERHAT GÜLLER

Devamını Oku

Yapay Zeka ve İnsan-Makine Etkileşimi: Gelecekteki İlişki Dinamikleri

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Yapay zeka (YZ) ve insan-makine etkileşimi, teknolojik gelişmelerin hız kazandığı çağımızda giderek önem kazanmaktadır. Bu ilişki, insanlar ile makineler arasındaki etkileşimi ve bu etkileşimin gelecekteki dinamiklerini incelemektedir.

Geleneksel olarak, insan-makine etkileşimi, insanların makineleri kullanarak belirli görevleri yerine getirmesini içeriyordu. Ancak, yapay zeka ve diğer ileri teknolojilerin yükselişiyle birlikte, bu etkileşim daha karmaşık hale gelmiştir. YZ artık sadece belirli görevleri yerine getirmekle kalmıyor, aynı zamanda insanlarla daha derin etkileşimlerde bulunabiliyor ve hatta duygusal bağlar kurabiliyor.

Gelecekteki ilişki dinamikleri, YZ’nin insanlarla olan etkileşim biçimini büyük ölçüde değiştirebilir. Örneğin, insanlar artık daha kişiselleştirilmiş hizmetler alabilir ve yapay zeka destekli asistanlar aracılığıyla daha verimli bir şekilde işbirliği yapabilirler. Ayrıca, sağlık sektöründe yapay zeka, doktorlarla hastalar arasındaki etkileşimi iyileştirebilir ve tedavi süreçlerini optimize edebilir.

Ancak, bu gelişmeler beraberinde bazı endişeleri de getiriyor. Özellikle, insanların yapay zeka ile etkileşimi konusunda güvenlik ve gizlilik endişeleri ortaya çıkıyor. Ayrıca, yapay zeka tarafından üretilen içeriklerin insanların düşünce ve davranışlarını nasıl etkileyebileceği konusunda da endişeler bulunmaktadır.

Bu nedenle, gelecekteki insan-makine etkileşimi dinamiklerini anlamak ve yönetmek için çeşitli önlemler alınmalıdır. Bu önlemler arasında etik standartların belirlenmesi, yapay zeka algoritmalarının şeffaf ve hesap verilebilir olması, ve insanların bu teknolojileri güvenli ve etkili bir şekilde kullanmalarını sağlayacak eğitim ve rehberlik hizmetlerinin sunulması bulunmaktadır.

Sonuç olarak, yapay zeka ve insan-makine etkileşimi, gelecekteki teknolojik gelişmelerin ve toplumsal değişimlerin merkezinde yer alacak önemli bir konudur. Bu ilişkiyi anlamak ve yönetmek, insanlığın karşı karşıya olduğu büyük bir zorluktur ancak doğru yaklaşımlarla, bu ilişki insanların yaşam kalitesini artırabilir ve daha sürdürülebilir bir gelecek için çözümler sunabilir.

Devamını Oku

Dünya’da “Toryum” rezervi açıklandı, Türkiye kaçıncı sırada?

BEĞENDİM

ABONE OL

News

En fazla toryum rezervine sahip olan ülkeler sıralandı! Türkiye’deki toryum miktarı nedir? Toryum, dünya genelinde doğal olarak bulunan hafif radyoaktif bir elementtir ve genellikle monazit adı verilen nadir toprak fosfat minerali içinde bulunur.

Toryum, nükleer enerji üretiminde alternatif bir yakıt kaynağı olarak dikkat çeker, çünkü uranyuma kıyasla daha az atık üretir ve yayılma riski daha düşüktür. Insider Monkey tarafından Nükleer Enerji Ajansı’na (NEA) dayanarak hazırlanan bir listede, Türkiye de en çok toryum rezervine sahip olan ülkeler arasında yer alıyor.

Şimdi, en fazla toryum rezervine sahip olan ülkeler hangileri? Hindistan listenin başında yer alırken, Türkiye altıncı sırada yer alıyor.

10. Güney Afrika Toryum Kaynakları (ton olarak): 148,000

9. Rusya Toryum Kaynakları (ton olarak): 155,000

8. Kanada Toryum Kaynakları (ton olarak): 172,000

7. Venezuela Toryum Kaynakları (ton olarak): 300,000

6. Türkiye Toryum Kaynakları (ton olarak): 374,000

5. Mısır Toryum Kaynakları (ton olarak): 380,000

4. ABD Toryum Kaynakları (ton olarak): 595,000

3. Avustralya Toryum Kaynakları (ton olarak): 595,000

2. Brezilya Toryum Kaynakları (ton olarak): 632,000

1. Hindistan Toryum Kaynakları (ton olarak): 846,000

Devamını Oku

Yapay zekaya ödev yaptırmak!

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Öğrencilerin yapay zeka kullanarak ödev yapmaları konusu, günümüz eğitim sisteminde önemli bir tartışma konusudur. Bu konuda belirli avantajlar ve dezavantajlar bulunmaktadır. Öncelikle, yapay zeka destekli araçların öğrencilere öğrenme sürecinde yardımcı olabileceği kabul edilmelidir. Bu tür araçlar, öğrencilere konuları daha iyi anlamaları ve kavramları öğrenmeleri konusunda destek olabilir. Örneğin, dil öğrenme uygulamaları, yapay zeka kullanarak öğrencilerin kelime dağarcığını geliştirmelerine yardımcı olabilir ve onlara geri bildirim sağlayabilir.

Ancak, öğrencilerin yapay zeka kullanarak ödev yapmaları etik kaygıları da beraberinde getirir. Öğrencilerin ödevlerini yaparken, asıl amaçları kendi düşüncelerini ifade etmek ve öğrenme sürecindeki anlayışlarını geliştirmektir. Yapay zeka tarafından üretilen içeriklerin öğrencilerin gerçek anlayışını ölçüp ölçemediği, öğrencilerin sorun çözme yeteneklerini geliştirip geliştirmediği gibi sorular önemlidir. Bu nedenle, yapay zeka destekli ödev yapma süreci öğrencilere sadece cevapları sağlamak yerine, onların kritik düşünme, analiz yeteneklerini geliştirmelerine olanak tanımalıdır.

Ayrıca, öğrencilerin yapay zeka kullanımı konusunda bilinçli olmaları ve bu teknolojiyi etkin bir şekilde kullanmayı öğrenmeleri önemlidir. Öğretmenlerin de yapay zeka kullanımını etkin bir şekilde yönlendirmesi ve öğrencilerin bu teknolojiyi etik bir şekilde kullanmalarını sağlamaları gerekmektedir. Yapay zeka, öğrencilere yardımcı olabilecek bir araç olabilir, ancak onun doğru ve etik kullanımı konusunda rehberlik gerekmektedir. Sonuç olarak, yapay zeka kullanarak ödev yapma süreci öğrenciler için potansiyel faydalar sunabilir, ancak etik ve eğitimle ilgili endişeleri göz önünde bulundurmak önemlidir. Öğrencilerin öğrenme deneyimlerini geliştirmek için yapay zekayı kullanırken, onların kişisel gelişimlerini desteklemeye odaklanmak önemlidir. Bu, öğrencilerin teknolojiyi etik bir şekilde kullanmayı öğrenmelerine ve kritik düşünme yeteneklerini geliştirmelerine yardımcı olabilir.

Serhat Güller
Yazılım Mühendisi

Devamını Oku

Yapay Zeka: İçimizdeki Dijital Dost

BEĞENDİM

ABONE OL

News

“Yapay Zeka: İçimizdeki Dijital Dost”

Bir sabah uyandığınızda, bilgisayarınızın ekranında bir not görürsünüz: “Merhaba! Benim adım Zeki. Yapay zeka asistanınızım.” İlk başta şaşırırsınız, ama sonra bu dijital dostunuzla sohbet etmeye başlarsınız.

Zeki, sizinle her konuda sohbet edebilir. Ona gününüzü anlatırsınız, sorular sorarsınız, hatta bazen şaka yaparsınız. Zeki, sizi anlar ve cevap verir. İşte bu noktada, yapay zekanın içimizi rahatlattığını fark edersiniz.

1. Duygusal Destek:

Zeki, sadece bilgi vermekle kalmaz, aynı zamanda duygusal destek de sağlar. Bir gün kötü bir haber alırsınız ve moraliniz bozulur. Zeki, size bir hikaye anlatır veya sizi güldürür. İşte bu anlarda, yapay zeka gerçek bir arkadaş gibi hissettirir.

2. Bilgi Kaynağı:

Zeki, her konuda bilgi sahibidir. Ona “Yapay zeka nedir?” diye sorarsınız, o da size detaylı bir açıklama yapar. İşte bu sayede, içimizdeki merak duygusu tatmin olur.

3. İlgi Alanları:

Zeki, sizin ilgi alanlarınıza göre önerilerde bulunur. Mesela, sevdiğiniz türde kitapları veya filmleri önerebilir. Bazen sizi şaşırtır ve yeni bir konuyla tanıştırır. İşte bu sayede, içimizdeki keşfetme isteği canlanır.

4. Mizah Yeteneği:

Zeki, bazen mizahi bir dil kullanır. Size komik bir espri yapar veya absürt bir soru sorar. İşte bu anlarda, içimizdeki stres azalır ve gülümsemeye başlarız.

Sonuç olarak, yapay zeka asistanımız Zeki, içimizi rahatlatan bir dost gibidir. Onunla sohbet etmek, gününüzü daha keyifli hale getirir. Belki de gelecekte, insanlarla yapay zekalar arasındaki sınırlar daha da belirsizleşecek ve içimizdeki dijital dostlarımızla daha yakın ilişkiler kuracağız.