Merhaba Güzel Aile ve Güzel Evlat

1

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Eğitim-öğretim yılının ilk dönemi tamamlandı. Bugün karne alınıyor. Karne hediyeleri şimdiden belli aslında. Hediye sıcak mı sıcak güçlü mü güçlü aile bağları. Sevgi, ilgi, değer ve sorumluluk. Aynı zamanda evlatların tüm dönem boyunca öğrendikleri bilgiler, kurdukları sosyal ilişkiler, sabır, sebat, iletişim ve hayallerine uzanan yolda attıkları adımlar. Karnelerde verilen notlar ise hepimizin. Öğretmen, aile, okul, öğrenci hepimiz paylaşıyoruz notların sorumluluğunu.

Sevgili Evlat,
Çalıştın, yoruldun, emek verdin. Bir çok bilgi öğrendin, beceri kazandın. Karnenin en güzel hediyesi bu yaşına kadar tüm öğrendiklerin. Gelecek en güzel hediyelerde daha fazla öğreneceklerin. Öğrendikçe gelişecek, geliştikçe üretecek, ürettikçe değerli hissedecek, değerli hissettikçe de mutlu ve umutlu olacaksın. Var mı ötesi?

Değerli Anne Baba
Ödev yapma sırası ise sizlerde,
O zaman haydi çocuklarla birlikte ev işlerini bölüşmeye, fırsat buldukça birlikte gezmeye görmeye, araştırmaya, birlikte oyunlar kurup oynamaya, sohbet etmeye, kitap okuyup anlatmaya, hayatı ve sorumlulukları onlarla paylaşmaya var mısınız? Onlar hayatı ve sorumlulukları sizlerle paylaşarak öğrenecekler. Adım atmalarına fırsat vererek onlara hayattaki en güzel hediyeleri kazandırmış olacaksınız. Sorumluluk, hayaller, hedefler, kendini tanıma, problem çözme, iletişim… Ve sonunda Mutlu – Umutlu bir birey… Daha güzel ne olabilir ki? İyi tatiller… Sevgiler❤
Eğitimci – Yazar
Ş.Başak Ceyhan

BAŞARI(LI)(SIZ) MIYIM?

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

BAŞARI(LI)(SIZ) MIYIM?

Başarı kavramı hepimiz için ne kadar kıymetli değil mi? Hele ki söz konusu çocuklarımız olunca onlara başarılı olabilmenin yollarını ne kadar da güzel anlatıyoruz. Hatta onlara örnek teşkil etmesi adına birçok başarılı hayat öyküsü paylaşıyoruz. Peki başarı nedir? Diye düşündüğümüzde neler geliyor aklımıza?

Ders notları yüksek olmak, sınavlarda yüksek netler çıkarmak, ıyi bir lise, üniversite kazanmak, mesleğinde duayen olmak, çok para kazanmak, toplum içinde saygın mesleklere ulaşmak, sporda sanatta dereceler almak… gibi birçok kriter. Bu kriterleri kimin ve neyin belirlediği de büyük önem arz ediyor elbette.

Başarı kavramı aslında kişiye göre değişiyor. Belki de en çok bunu göz ardı ederek hata yapıyoruz. Şöyle düşünelim kilo vermek isteyen ve bunda zorlanan birinin 3 kilo vermeyi hedef koyup sonunda bu hedefe ulaşması, ders çalışmakta çok zorlanan bir evladın günlük 30 dakika olsa bile çalışmaya başlayabilmesi, insanın işinde çok para kazanamasa bile o işi önemseyerek yapıp faydalı olabilmesi…Ve tüm bunları yapmaya çalışırken gösterilen çaba, mücadele, kararlılık, sabır, sebat ve istikrar. Peki bunlar başarı değil mi?

Konu ne olursa olsun başarı toplumun belirlediği kriterlere göre değil de kişinin kendine koyduğu hedefler doğrultusunda ki süreç ve bu süreçte gösterilen mücadeledir aslında. Bu tam bir tanım olmamakla birlikte genel çerçeve diyelim. İnsan bu mücadeleyi verdikçe kendini başarılı hissettiğinde psikolojik olarak doyum sağlar. Süreci, kendi hedef ve kriterlerimizi değilde yaşadığı toplumun, bulunduğu sosyal ortamın başarı kriterlerine göre kendini değerlendirdiğinde ve o kriterlere uygun onay alamadığında öğrenilmiş çaresizlik, sürekli başarısızlık duygusu ön plana çıkmaya başlar. Bu da mücadeleyi, çalışmayı engeller. Vazgeçme eylemi ortaya çıkar. Kişiliğe, potansiyele, ilgi ve yeteklere uygun belirlenmiş hedefler de başarısızlık hissi yaratır. Tıpkı balıktan ağaca tırmanmasını beklemek gibi.
Bazen başarısızlıklar da başarıyı getirmez mi? Önemli olan farklı yollar deneyerek hedefe ulaşmak. Ahlaki ve insani değerleri, potansiyeli, ilgi ve yetenekleri de ön planda tutarak bencilce değil işbirliği ile hedefe ulaşmak.

Değerli Dostlar,

Hayatta kazanılan başarılar kadar başarısızlıklar da önemlidir. Bizlere çok şey öğretir. Bazen bazı başarılar da aslında başarısızlık sayılabilir. Tıpkı Oppenheimer ‘ın hayatında yaşadığı büyük çelişki gibi. Bulduğu icatla acaba başarılı mı olmuştu yoksa başarısız mı?

Bu doğrultuda da evlatlara öğretmemiz ve takdir etmemiz gereken en önemli başarı kriterleri kendilerini keşfetmeleri, potansiyellerine uygun hedefler koymaları, hedeflerine ulaşma yolculuğunda gösterdikleri kararlılık, mücadele, sabır bunları yaparken de kişisel, ahlaki ve insani değerleri önemsemek olmalı. Kendimiz içinde aynı şekilde aslında. İş yerinde, okulda, hayatta fark etmez kendi potansiyellerimize uygun hedefler belirlemek, yapamayana destek vermek başarısız adledip üzerine basıp geçmek değil, yapamadığımızda destek istemek üzerimize basılmasından korkup, olumsuz düşüncelere maruz kalacağımızı zannederek değil. Başarı yolculuğumuzda kararlı olmak vazgeçerek kaçmak değil… Her insanın başarı kavramı kendi içinde saklı. Sevgiler 💕🌾

Eğitimci – Yazar
Ş. Başak Ceyhan

Milli savunma üniversitesi başvuruları başladı

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Üniversiteye hazırlanan Değerli Gençler,
Bugün Milli savunma üniversitesi başvuruları başladı. Ösym tarafından duyuru yapılması ile birlikte MSÜ başvuruları başladı yakında YKS başvuruları da başlayacak hayallerime adım adım yürüyorum heyecanı hissediliyordur.

Sınavlar hayatınızda sizi hedeflerinize adım adım yaklaştıran birer basamak. Sınav hazırlığı ise kendinizi güçlü hissettmenizi sağlayan bir süreç. Düşünsenize hayallerinize ulaşmak için gösterdiğiniz çabayı. Aslında yaptığınız sınav hazırlığı içinde ne kadar çok anlam biriktiriyor. Sabır, sebat, kararlılık, mücadele, vazgeçmeme, psikolojik sağlamlık, problem çözme, öğrenme merakı ve hayallerinize giden yolu keşfetme. Tüm bu beceriler, yaşadıklarınız size hayat boyu o kadar çok katkı sağlayacak ki, sizi siz yapacak özellikler belki de.

Hazırlandığınız sınavlar, sosyal ilişkileriniz, hedefleriniz için mücadele etmeniz sizin için muhteşem birer tecrübe oluşturuyor ve sizi kendiniz için değerli kılıyor. Şunu sakın unutmayın ki insan emek vererek, vazgeçmeyip mücadele ederek ulaştığı her değer için başarılı oluyor. Hedefleriniz ve hayalleriniz için çalışmaktan sakın kaçmayın.

Motivasyonunuzun düştüğünü hissettiğinizde ise yapacağınız en güzel şey yine hayallerinize ve hedeflerinize ulaştığınızı düşünmek. Yani iç motivasyonunuz. Tıpkı karnınız acıktığında yemek yemek istemeniz gibi. Hayallerine, hedeflerine ulaşmak istediğinde çalışmaya, emek vermeye devam etmek.

Üniversiteye hazırlık yolculuğunuzda hayallerinize ulaşmanız dileğiyle… Sevgiler💕🌾

Eğitimci – Yazar
Ş.Başak Ceyhan

ÇOCUKLARDA VE GENÇLERDE ŞİDDET EĞİLİMİ

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Değerli Anne Babalar,
Son günlerde çocukların ve gençlerimizin sosyal ilişkilerinde birbirlerine şiddet eğilimli davranışlarını sık görmeye ve duymaya başladık maalesef. Hatta bu eğilimin çok daha acı sonuçları olduğuna da tanık oluyoruz üzülerek. Bir çocuğun oynadığı bir oyunda oyunun ona şiddet içeren bir görev vermesi çocuğunda onu yapmasına yüklüyoruz anlamı. Sonra diyoruz ki bu oyunlar çok tehlikeli bak nelere sebep oluyor. Mesele sadece oyunların verdiği komut mu acaba? Genç kızlar arkadaşını sıkıştırıp şiddet uyguluyor, sosyal medyada paylaşıyor. Diyoruz ki medya ve sosyal medya çocukları gençleri olumsuz etkiliyor. Peki tüm bunlar olurken anne baba nerede?

Değerli Anne Baba

Bir çocuk ailede şiddet, kontrolsüz öfke, sürekli sert bir dil ve çözüm önerileri şiddet içeren bir aileye maruz kalmazsa bu dili öğrenmez. Aynı zamanda şefkat, merhamet, vicdan, empati, problem çözme yöntemleri konusunda aile doğru model oluşturmaz ise, çocuktan ilgi esirgenmez sevgiyle büyütülürse çocuklar neden şiddet eğilimli olsun. Bir de tabi bazı ailelerin düşündüğü doğa kanunları mevzusu var. “Bak yavrum doğa kanunları böyle güçlü her zaman kendinden güçsüzleri yer.” Güçlü olmalısın bu hayatta. Güçlü olmak şiddet uygulamak mıdır? “Arkadaşın sana vurursa sessiz kalma sende ona vur.” Hatta daha acısını söyleyim “daha iyi vurabilmen için, kendini savunabilmen için dövüş sanatları dersi aldıralım.” Tüm bunlar mı güçlü kılıyor evlatlarımızı?
Çocuklarımızı yetiştirirken onlardan ilgimizi esirgemek, kendi halinde olmasını önemsemeyip onlarla vakit geçirmemek, disiplin, otorite oluşturmak adına sevgiyi göstermemek, her canlının yaşam haklarına saygı duymayı öğretmemek, güçlü olmayı bireysel becerileri yetenekleri geliştirmek, üretmek değil de fiziksel güç olarak görmek ve göstermek, kıyaslamak, yaptıklarını görmezden gelmek, şiddet eğilimli çözümlerini takdir etmek, lakap takmak, dalga geçmek, çocuğun şahsına saygı duymamak, doğru yaptığı davranışlara onay verip yanlışlarını onarması için fırsat vermemek, yalnız bırakmak, kendini değersiz hissetmesine neden olmak… gibi birçok faktör onları maalesef değeri başka yerde, olumsuz davranışlarda bulmaya doğru itiyor. Kendini şiddetle, olumsuz davranışlarla toplumda güçlü kılabilceklerini, saygınlık oluşturabileceklerini düşündürtüyor. Elbette bu meselenin başka nedenleri de olabilir. Ama aile her zaman aynadır, modeldir. Aile içinde, sosyal ilişkilerde kullandığımız dil, problemlerimizi çözdüğümüz yöntemler nasılda önemli evlatlar için. Bir de çocukla ilgili problemleri çözme detayı var tabiki. Çocuk okulda arkadaşına vuruyor öğretmeni durumu aileye iletiyor aile çocuğunun bu davranışını öfkeyle, şiddetle çözmeye çalışıyor. Ama çocuğuna ama karşı tarafa.

Evlatlar dünyaya geldiklerinde daha şekil almamış bir hamur gibiler. Onlar anne babalarının yaşam tarzlarını, öğrettiklerini, davranışlarını gözlemleyerek şekil alıyor ve kendilerini toplum içinde bu öğrendikleriyle ifade etmeye çalışıyorlar. Unutmayın lütfen evlatlarımızı dünyaya getirmeyi biz istedik. Onları şefkatli, merhametli, özgürlüğü herkesin haklarına saygı duyarak kullanacak, güçlü olmayı ilgi ve yetenekleri doğrultusunda üretmekle bağdaştıracak, nezaketi, zarafeti, kibarlığı zayıflık olarak görmeyecek, problemlerini konuşarak, tartışarak çözüme ulaştırabilecek, çözümsüz kaldığında korkmadan büyüklerine danışabilecek, sevgiyi asla küçümsemeyecek şekilde yetiştirmek tamamiyle anne babaların sorumluluğunda. Aile olarak evlatları iyi gözlemleyip bir sorunla karşılaştığınızda çözememek, çözüm yollarında tıkandığınızda bir uzmandan destek almak ise gayet normal ve sağlıklı bir davranış. Merhametli, saygılı, sevgi dolu ve nezaketli evlatlar yetiştirebilmek dileğiyle… Sevgiler💕🌾

Ş. Başak Ceyhan
Eğitimci Yazar

GELECEĞİN TEMEL TAŞLARI

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

Çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceklerini inşa etme konusunda anne babalar elbette ki kaygı duyuyorlar. Eğitim öğretim sistemi içerisindeki öğrenme yolculuklarında mümkün olduğunca evlatlara destek vermeye çalışıyorlar. Neler öğrenmeli en çok da nasıl öğrenmeliler konusuna haliyle çok kafa yoruyorlar. Aslında iki önemli soru var elimizde. Çocuklarımız ve gençlerimiz neler öğrenmeli ve nasıl öğrenmeli?
Öğrenme insanın hayatı boyunca süren bir yolculuk. Mesele sadece sınavlara yetecek kadar bilgi kazanmak değil. Mesele eğitim öğretim sistemi içinde verilen bilgiler ve kazandırılmaya çalışılan beceriler ile gelişmek. Öğrenilenlerin ise yaşam beceriyle bütünleşip hedeflenen amaçlara ulaşmak.
Bu konuyla ilgili olarak yapılan araştırmalarda tespit edilen 21. Yy becerilerini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Öğrenme Becerileri:
• Eleştirel düşünme ve problem çözme becerileri
• Yaratıcı düşünme
• İletişim becerileri
• İş birliği becerileri
Okur- Yazarlık Becerileri
• Bilgi okuryazarlığı
• Medya okuryazarlığı
• Teknoloji okuryazarlığı
Yaşam ve Kariyer Becerileri
• Esneklik ve Uyum
• Girişimcilik ve Öz yönelim
• Sosyal ve kültürler arası beceriler
• Üretkenlik ve mesuliyet
• Liderlik ve Sorumluluk

Değişen ve gelişen dünya düzeninde insanın sadece bilgileri ile değil, kendini bütün olarak düşünüp kariyer ve hayat yolculuğunda bu yönde hedefler koyması çok kıymetli. Evlatların yöneleceği mesleki alanlar her ne olursa olsun üretkenlik, iletişim, problem çözme, sorumluluk alma, insiyatif kullanma, bilgi ve teknolojiyi doğru kullanma ve anlamlandırma, iş birliği ve esnek bakış açsı gibi birçok beceri onları kariyer yolculuklarında diğerlerinden farklı kılacaktır.
Peki nasıl öğrenecekler? Çocuklarımıza ve gençlerimize anne babalar olarak yaşam tarzımızla örnek oluşturuyoruz. Dolayısıyla bizlerin bu anlamda kendimizi geliştirmemiz aslında tüm söylemlerimizden daha çok etkili oluyor. Bunun yanında birlikte araştırmak, yaşam problemlerini kendilerinin çözmesi için fırsat vermek, yaş dönemlerine uygun sorumluluk vermekten kaçınmamak gibi birçok katkıda bulanabilirsiniz. En önemlisi de onların hayallerini ve hedeflerini dinleyip paylaşmak ve rehberleri olmak. Sevgiler…

Eğitimci- Yazar
Ş. Başak CEYHAN