VATAN AŞKI, ALLAH AŞKIDIR…!

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

ELZEM OLAN EĞRİYE EĞRİ, DOĞRUYA DOĞRU DİYEBİLMEKTİR!

Evet, mesele ülkemizin, yani çocuklarımızın geleceği ise aslolan babamızın oğlu da olsa doruya doğru, yanlışa yanlış diyebilmeliyiz! Zira Medeniyetin gereği de budur, Yüce kitabımız Kur’anı kerimin dediği de, Peygamberimizin yaşam biçimi de, gerçek islamı devlet yönetiminde gösteren dört halifenin yaşam biçimi, öngörüleri de bu yöndedir. Peygamberimiz Hz. Muhamedin; ‘’Allah şahittir ki, kızım Fatıma da olsa vereceğim hüküm aynı olurdu, zerre farklılık olmazdı!’’ Hadisi şerifi, örnek olması bakımından, bir müslümana yeter de artar da!

Bu söz, İslam dinini gerici gösteren zihniyete adeta ders niteliğinde olsa gerek! Ancak kabul etmeliyiz ki, islamı gerici gösteren zihniyet ise, sözüm ona kendini dinci gösteren, Allaha en yakın kendini gören, ilk ayet ‘’oku’’ olmasına rağmen, insanlığın kadın erkek demeden herkesin okuması gerektiğine hiç girmeyen, okumaktan maksat sadece Kuran okumak olduğunu zanneden, ya da herkesin okuması halinde gelir kaynaklarının kesileceğini düşünen zihniyettir. Kur’anı kerimin en az altmış ayetinde ‘’Hiç düşünmez misiniz, hiç akıl edinmez misiniz’’ ayetine rağmen, kendi tarafından duyduğu her şeye kayıtsız onay veren, Karşındakinin söylediğine baştan reddeten, artısını eksisini hiç sorgulamayan düşünce yapısıdır.

Bilinmelidir ki bu ziyniyet Ebu Cehil zihniyetidir. (Atatürk; Bu din, tekkelere, zaviyelere, şeyhlere, müritlere bırakılmayacak kadar kutsaldır. Derken ne kadar bir doğru tespit yapmış! Kuşku yok ki, onun ilminin tezahürüdür.) Unutmayalım ki, Almanya 1945 ler de yerle bir olmuştu! Amerikanın geçmişi 300 yıl dahi değil… Bugün ne durumdalar! Allah diyor ya! ‘’Hak edene veririm’’ Hiç şüphe yok… ABD. başkanlarından oğul Bush’un ‘’Karar Anı’’ kitabını tavsiye olunur. Kendi kendime derdim ki, ‘’Allahım, bu ABD bu kadar, canilik yaparken, bu neyi hak ediyor ki bunlara veriyorsun!’’ O kitabı okuyunca, bir daha gördüm ki, Allah hak edene verirmiş! Neden mi? Bush (ki bana göre bir katil, bir cani); Ülkesine hizmet için, halkının mutluluğuna, zenginliğine daha çok katkı sunmak için alışkanlıklarını değiştirmiş!

Örneğin; Bir psikolog arkadaşı, sabah sporunun insan dimağını açtığını, daha mantıklı hareket etmesini sağladığını söylemesi üzerine, her sabah şafak vaktine önce kalkıp, bir saat spor yapıp, duşundan sonra yarım saat inci okuyup, inancı doğrultusunda Tanrıdan ve İsa’dan halkı için faydalı hizmetlerde bulunmasını sağlaması için dua edip, mesaiye öğle başlarmış! Düşünelim bakalım, Allah C.C. Halkının mutluluğunu, geleceğini önceliğine koyana, yani hak edene vermemiş mi? Biz de bunu yapabilecek kaç siyasetçi vardır? Söz de hizmetkarlar mış, vatan millet Sakarya! Geldikleri ile gittikleri arasındaki servete bakılırsa, iktidarı muhalefeti ayırt etmeksizin, sadece kendilerinin hizmetkarları gibi sanki!

Yine kitabının bir yerinde; Başkan olduktan sonra fakirleştiğini, maaşının eşinin kuaför parasına ancak yettiğini, içeriden ya da dış devletlerden gelen konuklar için, sadece devlet işi görülürken yapılan harcamaların devlet bütçesinden harcandığını, bunun dışında konuklara alınan hediyeler, yeme içme, eşinin kuaför masrafı gibi sair masrafların tamamının kendi maaşından karşılandığını belirtmiş! Zira, Adaleti ile ün yapmış Hz. Ömer’in; devletin Mumu ışığında Allahın selamını bile almaması, bizim için 1400 yıl önce tutulan ışık hatırlandığında ne acı değil mi? Hal böyle iken; biz ne yapıyoruz? Bak, şunlar şunlar yanlış dendiğinde, ee seninkiler de böyle böyle böyleydi deniyor! Yahu o siyaset zamanında yanlış yaptığı için seni seçmedik mi ki? Örneğin deniyor ki, yahu iktidarın hiç mi doğrusu yok? Muhalefet neden hep yanlışı söylüyor? Deniyor! Peki o zaman, Muhalefetin hiç mi doğru söylediği, doğru bir tespit ettiği bir şey yok? Dendiğinde ne demek gerekir? Günümüzde, iktidar ne getirirse getirsin muhalefet tarafından red, Muhalefet ne önerirse önersin iktidar tarafından ret deniyor!

Demek ki, düşündükleri sadece kendi çıkarları, demek ki memleket çıkarları ikinci planda, Yazık! Ayrıca; muhalefet demek, iktidar doğrularını tespit etmek, onu deklare etmek değildir. Doğru olanı halk zaten görür, yaşar ve değerlendirir. Muhalefetin görevi; iktidarın yanlışını, eksiğini tespit etmektir ki, iktidarın doğru işler yapmasına katkı sunmaktır. Mesela, bugün dolar 18.00 liradan 13.00 liraya düştüğü halde, dolar 18.00 liraya çıkarken, dolar bağlı akar yakıta zam gelmesini anlıyorduk! Peki, dolar 13.00 liraya düştüğünde, akar yakıt neden düşmedi, düşmediği gibi neden halen fiyat artışı devam ediyor?

Doların 13.00 liraya düşmesinin millete ne faydası olmuştur? Devlet diyor ki yıllık enflasyon %50, Peki öyle ise elektriğe neden %135 in üzerinde zam geldi? Vs. vs. Tarafsız bir halk olarak, vatandaş olarak sormamız gerekmez mi? Sormazsak inanıyorum ki çocuklarımızın geleceğine ihanet yapmış oluruz! Kısaca, Çocuklarımızın geleceği için, babamız da olsa, yanlışa yanlış diyebilmeliyiz… Saygı ile…