DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
ALTIN 2.441,260,23
BITCOIN 2062788-0,54%
Kayseri
26°

KAPALI

04:27

İMSAK'A KALAN SÜRE

X

SONUÇ DEĞİL, NEDEN ODAKLI DÜŞÜNMEK GEREK!

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Toplum olarak; olaylara daima sonuç odaklı olarak bakıyoruz! Falanca falancayı öldürmüş, falanca
falancaya şunu yapmış, bunu yapmış diyoruz! Ama hiçbir zaman neden yapmış, bunu hangi ruh hali ile yapmış,
bu kişide bu ruh hali nasıl oluşmuş? Bunu hiç mi hiç düşünmüyoruz! Hemen içimizden asmak, kesmek geliyor!
Ne acı bir durum! Halbu ki, neden diye bir araştırsak altında kim bilir ne dramlar, ne acılar vardır? Önemli olan
altında yatan sebepleri ortadan kaldırmak değil midir?
Hatırlıyorum da, 1970 yıllarda ortaokulda, hocalarımız okulumuzda bir münazara tertip etmişlerdi.
.Münazaranın konusu ise ‘’Bir ülkenin kalkınmasında Tarım mı önemlidir, Sanayi mi önemlidir?’’ Bendenizin de
yer aldığı bizim grup Tarımın önemli olduğunu, Karşı grup ise sanayinin önemli olduğunu’’ savunmuştu!
Hatırladığım kadarı ile münazaa 2-3 saat sürmüştü. Sonuçda, tarımı savunan bizim grup kazanmıştı. Aslında bu
husus; ‘’Yumurta mı tavuktan, tavuk mu yumurtadan çıkar?’’ türünden bir tartışma idi! Yani her ikisi de ülkenin
kalkınmasında birbirini tamamlar cinstendi. Mesele şu ki, 1970 li yıllarda ülkemizdeki eğitim durumu.. O yıllarda,
ülkenin kalkınması için nelerin gerekli olduğu, vatan sevgisi vb. hususlar, çocukların bilinç altına işleniyordu. Ve
bizler lise çağlarında günlük iki gazete alıp ülke gündemini yakından takip ediyorduk. Ülkemizin geleceği
hakkında fikir üretebiliyor tartışıyorduk. Evet iki grup vardı birbiri ile çatışan.. Ama ikisinin de ortak amacı
ülkenin geleceğinin müreffeh düzeye çıkartılması idi.. Tek fark, iki grubun gidiş yolundaki farklılıktı. Yoksa her
ikisinde de vatana ihanet düşüncesi sözkonusu değil, tam anlamı ile vatan sevgisi, vatanın müreffeh geleceği
sözkonusu idi..
Şimdi günümüzdeki gençliğin eğitim durumuna bakalım.. Çocuklara ders çalış denir, ama, nasıl
çalışılacağı hiç söylenmez! Çocuk iyi not alsın, diploma alsın da ne olursa olsun.. Sonuç diplomalı cahiller
ordusu.. Eskiden bir akademik unvan alabilmek çantada keklik değildi. Şimdi önüne gelene akademik unvan.. Son
10-15 yıla baktığımızda ise, eğitim öğretim sistemini FETÖ denen terör örgütü ele geçirmiş (geçmişte eğitim
öğretimde, sınavlarda ne torpiller, rezaletler olduğunu haberlerde ibretle izledik), önüne gelene akademik unvan
verilmiş olduğu o kadar belli ki!. Bunu televizyonlarda bir tartışma programında tartışan 2-3 profesörün
birbirlerinin görüşüne olan saygısızlığından belli ki, birbirini dinlemeye tahammül edemez, en ufak bir tezat bir
görüşte ortamın kavgaya dönüşmesi an meselesidir! Ne alakası mı var? Çok alakası var! Çünki hakkı ile bir
ünvana, bir makama sahip olan eğitimli insan sabırlı insandır. Fikirleri ile karşı tarafın düşüncesini çürütür. Fikri
ile karşı tarafa gücü yetmeyen insan kaba kuvvet ile, küfür ile, silah ile karşı tarafı yeneceğini düşünen insandır ki,
cahil insan tam da bu insandır.
Atatürk ne güzel demiş! ‘’ Hayata En Hakiki Mürşit İlimdir’’ diye.. Daha da evrenseli ise Yüce Kitabımız
Kur’anı Kerimin ilk ayetinin ‘’OKU’’ olması tesadüfi değildir. Ancak Biz Müslümanlar öyle bir cahilliğe
sürüklenmişiz ki, burada Okumaktan maksadın Kuran okumak, ki o da anlamadığımız bir dil olan arapça okumak
olduğu düşüncesi ile Okumayı kısıtlandırmışız! Peygamber Efendimizin ‘’İlim Çin’de de olsa git al.’’ Sözünü,
Hz. Ali (R.A) bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum Sözünü yok saymışız! Ne acı değil mi?
Birisi cinayet mi işledi? Yapmamız gereken; o kişi neden, hangi ruh hali ile bu cinayeti işledi, O ruh
haline nasıl geldi? Eşlerden biri birini mi aldattı? Hay senin diyene kadar, neden aldatma gereği duydu, Eş olarak
senin bunda bir kusurun var mı onu sorgulamak gerek! Biri sana küfür mü etti? Neden bana küfür etti diye bir
sorgulamak gerek! Bugün Ukrayna’da savaş var, Savaştan kaçan sivillere hiç düşünmeden Avrupa kapılarını
açmışken, Suriye’den kaçan sivilleri almamak için yapmadıkları entrikalar kalmadı! Bunu Müslümanlar olarak
sorgulamak gerekmez mi? Buna göre birlik beraberliğimizi geliştirmek gerekmez mi? Müslümanız, cennet-
cehennem diye ahkam kesen biz Müslümanlar, yaşamak için bir araç olan PARA yı amaç haline getirip, gerçek
anlamda ölümsüzmüş gibi davranarak paraya tapma noktasına gelmemizi, şatavata, gösterişe verilen önemi
sorgulamamız, aynaya bir bakmamız vs.vs. vs. gerekmez mi?
Kanımca, bütün bu olumsuzlukların tek çözüm noktası var ki oda, ahlaki, saygıyı, sevgiyi ön plana alan
eğitim öğretimin kalkındırılmasından geçer. Bunun için de öncelikle Öğretmenler yetiştirmeliyiz! Zira bir toplum
bozuksa, iki kesim kesin bozuktur! Birincisi öğretmenler, ikincisi imamlardır. Biri gençliğe, biri yetişkinlere hitap
eder. Atatürk’ümüz ne de güzel özetlemiş! ‘’Muallimler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır!’’ ‘’Bu din şeyhlere
müritlere, tekkelere, zaviyelere bırakılmayacak kadar kutsaldır.’’ (Allah senden razı olsun aziz Atatürk)
Saygı ile…

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.