DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
ALTIN 2.441,260,23
BITCOIN 20643280,80%
Kayseri
25°

PARÇALI BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

X

İLETİŞİM, FİLMLERDEKİ GİBİ OLSA, HER ŞEY NE DE GÜZEL OLUR!

0

BEĞENDİM

ABONE OL

İletişim, anlamak, anlatabilmek sanatıdır. İletişimin sağlıklı olduğu toplumlarda; her şey daha güzeldir, yemek yemek daha lezzetlidir, yediğin acı dahi tatlıdır. İnsanların gözünden, sevgi fışkırır, saygı dökülür. Çocuklar büyüklerin yanında yıldız olur, büyükler güneş olur her yeri anlatır.

Sözcükler bal olur, sohbetler çekici hale gelir, dayanışma hat safhaya yükselir. Hal böyle iken, Televizyonlarda, sinemalarda film izleriz, tiyatroda oyun izleriz. Hiç dikkat ettik mi? Oralarda konuşanlar rollerinin gereğini icra ederken, biri konuşurken; konuşması bitene kadar diğeri ağzını açmaz. Sözü bittiğinde diğeri söyleyeceğini söyler.

Bu durumda; bir sorun, bir konu kısaca anlatmak istenen daha net anlatılır, dinleyen kişi daha iyi anlar ki, verilen cevap, dinlediği ile bir bütünlük arzeder. Biz toplum olarak; ( genelde) konuşma, dinleme, totalde iletişim özürlüyüz ki, bu nedenle gerginlikler, kavgalar, huzursuzluklar had safhadadır.

Özellikle de; birbirine yakın kişilerin, aile içi iletişimlerde, iletişim yok olma seviyesine geldiği için ki; kardeşler, akrabalar arası kavgalar, küslükler gittikçe çoğalmış, evli çiftlerde boşanmalar çoğalmıştır. Özellikle evliliklerde, anlaşmazlıklar doğaldır. Fikir ayrılıkları olabilir, bu ayrılıklar sonradan ortaya çıkmış olabilir. Bu durumda ayrılık dünyanın sonu olmamalıdır, Sağlıklı bir iletişimle yollar ayrılabilir ama dostluklar devam edebilir, etmelidir.

En azından, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın sağlıklı bir birey olarak yetişmesi için gereklidir. Zira modern toplum olmak, ahlaklı olmak, maneviyat sahibi olmak bunu gerektirir. Bütün mesele, özünde biz karşımızdaki ile sohbet ederken, bir konuyu tartışırken; Karşımızdakini dinlerken anlamak için dinlemiyoruz, ona ne cevap vereceğimizi düşünüyoruz! Bir konu hakkında tartışırken, muhatabı verecek cevap bulamadığında, haklısın diyebilmek varken, ‘’sizin de şöyle değil mi?’’ diye söze girerek, konunun dağılmasına, anlaşılmasının imkansız kılınmasına dolayısıyla gerginlik ateşinin körüklenmesine sebebiyet veririr.

Halbu ki, bir yanlış bir yanlışın savunulması ile doğruluk kazanmaz! Daha da kötüsü o dur ki; toplumun aynası olan Tv. lerde yapılan tartışmalarda; kocaman kocaman adamlar, sözüm ona Prof. Ünvanını almış, gazetecilikte belli bir üne kavuşmuş, güya tarafsız insanlar; bir konu üzerinde tartışma yaparken, özellikle son zamanlarda; ‘’evet bu konuda haklısın’’ diyememektedirler.

Savunduğu şeyin yanlış, toplumu felakete götürdüğünü gördüğü halde ısrarla ve inatla yüzleri kızarmadan doğruluğunu, savunduğu siyasi zihniyet uğruna iddia etmekte, muhatabı konuşurken cümlesinin bitirmesine izin verilmemektedir. Yahu cümlesinin sonunu duymadığın muhatabının ne söyleyeceğini nereden bilirsin ki, daha cümlesi bitmeden cevap vermeye kalkıyorsun! Daha kötüsü de, modaratöründe buna fırsat verip, tarafların kavga edercesine tartışmalarını, reyting adına tebessümle izlemektedirler. Halbu ki, reyting adına gösterilen müsemahaların uzun vadede, toplumda ne derece çürümelere, kokuşmalara, gerginliklere sebebiyet verdiklerini bir bilseler…

Milletimizin temsil edildiği, TBMM’de durum farklı mı? Hayır!. Bir milletvekili kürsüden, milletin sorunlarını kendi açısından doğruları anlatırken, karşı taraftaki milletvekilleri yerinde oturamaktadır. Yahu! Orası Türk Milleti’nin kürsüsü.. Yaptığın saygısızlık oradaki milletvekili hatibe değil, Türk Milletinedir. Hatibi dinle, notlarını al, söz iste, çık o kürsüye istediğin cevabı ver, muhatabının görüşlerini çürüt ki, Bu Yüce millet kim haklı kim haksız ayırt edecektir ki, seçim zamanı geldiğinde hakkedeni oraya gönderecektir. Bunu bilemeyecek durumda isen, orada bu Yüce milleti temsil etmeye hakkın yoktur, olmamalıdır…

Unutmayalım ki, Millet hak edildiği şekilde yönetilir. (Hadisi şerif..) Ama millet vekili bunun farkında olup, ona göre hareket edebilmelidir. Toplumda iletişimsizlik öyle bir noktaya gelmiş ki, hastanesinde, postahanesinde, adliyesinde kısaca toplumunun her safhasında, anlaşılmamalar, gerginlikler had safhaya ulaşmış, şikayet dilekçeleri rekor düzeye ulaşmıştır. CİMER’e yapılan şikayetlere ilişkin veriler net bir şekilde durumun vahametini ortaya koymaktadır. Kısaca toparlamaya çalışırsak, yapmamız gereken; özellikle aile iletişimlerimize dair yaptığımız konuşmalarda, yapılan konuşmayı kesmeden, önyargısızca dinlemeyi şiar edinmeliyiz. Psikolog oğlumun dediği gibi; ‘’Öncelikle hatayı kendimizde aramalıyız.

Çünki kendimizi düzeltme şansımız vardır. Oysa, Hatayı sürekli karşı tarafta ararsak, muhatabımızı düzeltme şansımız yoktur.’’ Düşüncesini topluma hakim kılmalıyız. Nacizane, inancım o dur ki, İlköğretimin ilk yıllarında müfredata İLETİŞİM dersini koymalıyız. Unutmayalım ki, iyi bir iletişim; Ahlaktır, fazilettir, huzurdur, mutluluktur, neşedir, kahkahadır, zenginliktir…kısaca güzele dair herşeydir…Biz bunu çok hakkediyoruz..

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.