DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
ALTIN 2.441,260,23
BITCOIN 20728730,57%
Kayseri
23°

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

X

HANGİSİ DOĞRU?

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Çok Partili Siyasal Sisteme Geçiş; 1945 yılı Bütçe Görüşmelerinde; Çok Partili Siyasal Sisteme Geçilmesi yönünde bir anlayış oluşmuştur. Ülke yönetiminde Tek Parti konumundaki Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı İsmet İnönü de bu anlayışa destek olarak; ‘’Türk Milleti geçen 25 yıllık bir zaman içerisinde Cumhuriyetin kıymetini, faziletini kavramıştır. Bundan böyle Türk Milleti Cumhuriyetten, Demokrasiden vazgeçmez, Tekkelere, Türbelere, şeyhlere, Müritlere itibar etmez! Dolayısıyla bundan sonra Teokratik Sistemi Türk Milleti kabul etmeyecektir. Böyle bir tehlike kalmamıştır. Dolayısıyla, Çok Partili Siyasal Sisteme geçerek Demokrasimizi güçlendirmeliyiz!’’ mihvalinde konuşma yapar. Akabinde Cumhurbaşkanı İsmet İnönü bir Meclis konuşmasında; ‘’ Arkadaşlar! Türk Milletinin bekası Toprak Reformundan geçer, öncelikle Doğu ve Güneydoğu Anadoludan başlayarak, akabinde yurt sathında; Toprak reformunun yapılarak, hali hazırda ağaların elinde bulunan toprakların gerçek sahibi olan köylüye dağıtılması şarttır. Anlamında konuşma yapar.

Bu konuşmalar sonrasında; 11 Haziran 1945 de ÇİFTÇİYİ TOPRAKLANDIRMA KANUNU; oy çokluğu ile çıkar. Cumhuriyet Halk Partisi üyesi ve milletvekili olan ve zamanın Toprak zengini olan; Adnan Menderes, Feridun Fikri Düşünsel, Yusuf Hikmet Bayur, Emin Sazak, Celal Bayar, Fuad Köprülü, Refik Koraltan gibi milletvekilleri bu kanuna şiddetle karşı çıkarlar ve Dörtlü Takrire (Dörtlü Takrir; Çiftçiyi Toraklandırma Kanunu görüşülürken, yasaya karşı çıkarak Libaral düzenleme yapılması yönünde, Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuad Köprülü ve Refik Koraltan tarafından verilen önergedir.) imza atanlar olarak bilinen Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuad Köprülü ve Refik Koraltan; Libaral sistemi ısrarla savunarak, Cumhuriyet Halk Partisinden ayrılmış ve 07 Ocak 1946 da Demokrat Partiyi kurmuş, ‘’Yeter’ Söz Milletin’’ slagonu ile ortaya çıkan Demokrat Parti (Toprak reformuna karşı çıkıp, ağaların elinde bulunan toprağın köylüye dağıtılmasına karşı çıktığı halde) 1950 Genel Seçimlerinde Tek başına iktidar olacak şekilde seçimi kazanmış, 11 Haziran 1945 de çıkan Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu gereği yerine getirilememiştir.

Sorgulamak gerekirse; o günler de toprak reformu yapılsaydı, Ağaların elinde bulunan toprak köylüye dağıtılsaydı, köylü marabalıktan kurtulmuş olsaydı, acaba bugün PKK denen illet olur muydu? Bence olmazdı! Zira Köylü kendi işinin gücünün sahibi olacak, kalkınmanın doğrudan bir parçası olacak, karın tokluğuna marabalıktan kurtulup işinin patronu olacaktı… İşinin patronu olan bir toplum, neden devlete isyan noktasına gelsin ki? Ya da Abdullah Öcalan gibi hainlerin peşinden neden gitsin ki?

Diğer bir kafa karıştıran konu ise 1960 İhtilali ve akabinde zamanın Başbakanı Adnan Menderes ve arkadaşlarının idamı! Günümüzde Adnan Menderes’i savunan kesimin en önde geleni milliyetçi, ülkücü kesimdir. Ülkücü kesimin lideri kimdir? Alpaslan Türkeş. Peki 1960 İhtilalini yapanlar kimler? Albaylar! (İhtilal Albaylar Cuntası diye bilinir.) İhtilal bildirisini okuyan kim? Albay Alpaslan Türkeş! Berrin Menderes anılarında ( Bir Belgeselde izlemiştim); İsmet İnönü’nün idamların durdurulması için çok çaba sarfettiğini, Cemal Gürsel’i İnfazların durdurulması konusunda ikna ettiğini, İnfazların durdurulması için Yassıadaya telgraf çekildiğini, ancak Albay Alpaslan Türkeş imzalı gelen cevapta, geç kalındığı, infazların gerçekleştiği bildirilmiştir. Ancak infazlar, telgraftan 45 dakika sonra gerçekleştiğini belirtmektedir. Oysa günümüzde, neredeyse idamların yegane sebebinin İsmet İnönü olduğu ileri sürülmektedir!. Ne yaman bir çelişki değil mi? Sahi hangisi doğru? Birazcık olsun araştırdık mı? Haydi Kütüphanelere gitmek, araştırmak zor! Diyelim. Günümüz internet çağında merak edip GOOGLE amcaya sormak çok mu zor?

Sorsak sanırım bizi tatmin edecek bir cevap buluruz. Ama biz ne yapıyoruz? Kolayına kaçıyoruz! O demişse doğrudur! Diyoruz.. Aslında asıl vatana ihanet bu değil midir? Zira Yanlış bilgilerle alınacak kararlar totalde ülkeyi felakete götürür. Lütfen günlük çıkarlarımız için, duyumlara göre değil, araştırıp bulduğumuz doğrulara göre karar verelim ki bilmeden de olsa ihanete sebebiyet vermeyelim. Türk Milletinin bekası için, doğru ne ise ona inanalım.

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!

Saygı ile…

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.