DOLAR 32,4504 -0.15%
EURO 34,8290 -0.66%
ALTIN 2.441,260,23
BITCOIN 20686691,42%
Kayseri
23°

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

X

CAHİLLİK; ÖNCE KALBİNİ, SONRA DİLİNİ SERTLEŞTİRİR!..

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Eğitimi bozulan toplumlarda; önce kişi cahilleşir, sonra kalbi sertleşir, sonra dili sertleşir, sonra aile içi şiddet, sonra komşular arası şiddet, sonra toplumsal şiddet, sonra global şiddete dönüşür ki, eften püften bahaneler ile savaşlara evrilerek, dünya kendi kıyametini hazırlamış olur..

Günümüzde,  toplumumuzun her kesiminde kullanılan dilin sertleştiğini görmek mümkündür. Çok sevdiği kişiler dahi birbirine karşı sertlik ifade eden kelimeler ile sözüm ona hal hatır sorar, sohbet eder, akabinde kavgalar başlar! Halbu ki, birbirine değer veren iki insan, sohbetin sonucunda kavga yapar mı yahu? Evet yapar! Çünki,  Cahil insan egosu yüksek insandır, Bilmediğini de bilmeyen insandır, her şeyi bildiğini zanneden insandır, karşısındaki insanı dinlemez, dinlemiş gibi davrandığında, ‘’dinleyip anlamaya çalışmaktan ziyade, ona ne cevap vereceğini’’ düşünür ki, felakete giden yol tam da  budur.

Ahmet ile Mehmet arasındaki, iki kişi arasındaki diyaloğa bir bakalım..

Ahmet; Nasılsın Mehmet?

Mehmet; Görmüyor musun? (İyiyim teşekkür ederim demek çok mu zor? zor olamasa gerek!)

Ahmet ; Bugün gelecek misin?

Mehmet ; Ne yapacaksın? (Bilmiyorum, henüz belli değil, ya da; geleceğim ya da gelmeyeceğim demek çok mu zor?)

Ahmet ; Bir şey yapacağımdan değil, geleceksen ona göre bir program yapacaktım da..

Mehmet ; Ne bileyim, daha şimdiden gelip gelmeyeceğimi…(Ahmet’ciğim yapılacak birkaç işim var, onları yoluna koyabilirsem gelmeye çalışacağım, seni daha sonra arayıp bilgilendirsem olur mu? Desen ne olur ki? Ne kaybedersin ki?

İşte bu tür iletişimin ev ortamında, karı-koca, bireyler arasında olduğunu bir hayal edelim. O ailedeki bireyler arasındaki duygu durum nasıl bir hal alır? Bu kişilerin sürekli birbirlerini görmek durumunda olduklarını da düşünürsek; kişiler arasındaki bu tür davranışlar sonucunda öyle bir an gelir ki; ‘’nasılsın dersen, karşıda küfür algısı yaratacaktır.’’

Halbu ki, konuşma dilimize biraz dikkat etsek ne olur ki? Ver, al, git, gitme… gibi emir kipi yerine, gelir misin, gider misin, alır mısın, verir misin… gibi nezaket, incelik, zerafet içerikli kelimeler ile ricalarda bulunsak ne kaybederiz ki? Emin olunuz, bir şey kaybetmeyiz, ama çok şey kazanırız! En azından karşımızdaki insanın kalbinde yer yaparız. Az bir şey mi ki bir kalpte yer yapmak?

 Eşimle bir yuva kurmamıza  neden olan bir sözü ukalaca burada belirtmek isterim. ‘’Güzel güzel geçinmek varken, çirkini aramanın nedeni nedir ki?’’

Hakikaten çirkini aramanın nedeni nedir ki? Cahilliğin ürünü olan Şeytanilik olsa gerek…

            Çözüm mü? Yüce kitabımızın ilk ayeti olan; ‘’OKU-OKU-OKU’’ ayetinin gereğini yerine getirmektir. Buradaki okumak, asla kuranı anlamadığın dilden okumak değildir.. Kuranı anladığın dilden okumanın yanında bilimsel okumak, ama her konuda okumak, tartmak, doğruya doğru, yanlışa yanlış demek!

            Empati ile karşımızdaki insanı anlamaya çalışmak, ona sempati ile yaklaşalım..

            (Unutmayalım, kendi hatalarımızı düzeltme şansımız vardır, Başkasındaki hatayı düzeltme şansımız daha zordur. Bu nedenle, önce hatayı kendimizde arayalım. (Oğlum,Psk.Umutcan Çeliker’in bir sözüdür.)

            ‘’Beyaz Zambaklar Ülkesinde’’ kitabını müfredata koyup, ülkede SİNELMAN’lar yetiştirelim..

            Atatürk’ümüzün ‘’Muallimler, yeni nesil sizlerin eseri olacaktır!’’ sözüne binaen önce, diline, hal ve hareketlerine, giyimine, kuşamına özen gösteren, dikkate eden, her şeyi ile idol olabilecek öğretmenler yetiştirmeliyiz.. Çünki, öğretmen öğrencisinin İDOLÜ’dür..

            Kısaca EĞİTİM-EĞİTİM-EĞİTİM..

            LÜTFEN DİLİMİZE DİKKAT EDELİM!..

                Saygı ile…

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.