Duygu Uludaşdemir

Vicdanları da yaktılar!

Duygu Uludaşdemir

Muğla'da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'in öldürülmesine ilişkin sanık Cemal Metin Avcı'ya verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının Yargıtay tarafından bozulması yoğun tepki çekti.  
Türkiye’de son yıllarda artan kadın cinayetleri, toplumun vicdanını sarsmaya devam ediyor. Kadınlar, sokakta, evde, iş yerinde güvende hissetmiyor. Bu acı hikâyelerden biri de 2020 yılında vahşice katledilen Pınar Gültekin’e ait. Henüz 27 yaşındayken hayattan koparılan genç bir kadının davası, sadece hukuki bir süreç değil, aynı zamanda toplumsal bir yara haline geldi.
Pınar Gültekin’in ölümünün ardından başlayan hukuk mücadelesi, kadın cinayetleri konusunda adalet sisteminin nasıl işlediğine dair önemli bir örnek oldu. Katil zanlısı Cemal Metin Avcı’nın yargılanması sürecinde yaşanan gelişmeler, kamuoyunda büyük tepkilere neden oldu. Önce ağırlaştırılmış müebbet cezası alması beklenirken, mahkeme tarafından haksız tahrik indirimi uygulanarak cezası 23 yıla düşürüldü. Bu karar, toplumun adalet duygusunu derinden yaraladı. Daha sonra istinaf mahkemesi, verilen kararı bozarak sürecin yeniden değerlendirilmesine neden oldu.
Bu süreçte en çok tartışılan konulardan biri, mahkemelerin haksız tahrik indirimi uygulama konusundaki yaklaşımıydı. Bir kadının hayatını hunharca sona erdiren bir suçun, gerekçesi ne olursa olsun hafifletici sebeplerle cezalandırılması, kadınların adalet sistemine olan güvenini sarsıyor. Kadın hakları savunucuları ve toplumun geniş kesimleri, bu tür kararların kadın cinayetlerini önlemede caydırıcı olmadığını ve aksine faillerin cesaretlenmesine neden olduğunu savunuyor. Kadınları korumayan bir adalet sistemi, aslında suça göz yummaktadır.
Pınar Gültekin davası, sadece bir kişinin değil, tüm kadınların yaşadığı adaletsizlikleri gözler önüne seriyor. Kadınların güvenli bir yaşam sürdürebilmesi için hukukun daha etkin ve caydırıcı bir mekanizma olması şart. Kadın cinayetlerinde verilen cezaların en üst sınırdan uygulanması, sadece adaletin sağlanması için değil, benzer olayların önlenmesi adına da büyük önem taşıyor. Kadın katillerine uygulanan cezai indirimler, toplumda kadınların yaşam hakkının değersizleştirildiği algısını pekiştiriyor.
Toplum olarak kadın cinayetlerine karşı daha duyarlı ve bilinçli olmak zorundayız. Adaletin gecikmesi, kadınların korku içinde yaşamasına ve faillerin cesaretlenmesine yol açıyor. Her geçen gün bir kadının daha hayattan koparılması, hepimizin utancıdır. Bu yüzden adalet sistemine duyulan güvenin sarsılmaması için hukukun, kadınların yaşam hakkını koruma konusunda tavizsiz olması gerekiyor. Kadınlar ölmek istemiyor, korkusuz yaşamak istiyor. Pınar Gültekin’in anısına son olarak diyorum ki bu kararla Vicdanları da yaktılar!  Tüm pınarlar için adaletin tam anlamıyla sağlanacağı bir gelecek diliyorum…

 

Yazarın Diğer Yazıları