Bir zamanlar göçmen kuşların cenneti, doğaseverlerin büyülü durağıydı Sultan Sazlığı…
Kayseri’nin kalbinde, Erciyes’in eteklerinde uzanan bu eşsiz manzara bugün can çekişiyor. Birkaç yıl öncesine kadar binlerce flamingonun dans ettiği, suyun aynasında gökyüzünü seyreden bu doğa harikası, şimdi çatlamış toprakların sessizliğiyle yankılanıyor.
Peki, biz bu sessizliği ne zaman duymaya başladık?
Aslında doğa yıllardır bize sinyaller gönderiyordu. Kuruyan kanallar, çekilen sular, artan sıcaklıklar… Hepsi yaklaşan felaketin habercisiydi. Ama biz duymadık. Çünkü modern yaşamın gürültüsü, doğanın fısıltısını bastırdı.
Araştırmalara göre; “Sultan Sazlığı, 2000’li yılların başında yılda ortalama 400 km²’lik su yüzeyine sahipti. Bugün bu alanın büyük bölümü ya tamamen kurudu ya da bataklığa dönüştü. Bilim insanlarına göre, bu gidişle önümüzdeki 10-15 yıl içinde Kayseri’nin en önemli sulak alanı tamamen ekosistem işlevini yitirebilir. Bu sadece bir sazlık değil, binlerce canlı türü için yaşamın sonu demek.”
Küresel Isınmanın Yerel Yansıması
Küresel ısınma, artık soyut bir kavram değil.
Sultan Sazlığı’nın kuruyan yüzü, bu gerçeğin en somut hali. Sıcaklıkların her yıl ortalama 1,5-2 derece artması, yağış rejimlerinin değişmesi, yanlış sulama yöntemleri ve yer altı sularının bilinçsizce çekilmesi, bu doğal cenneti adım adım yok ediyor.
Bir damla suyun değeri, ancak onu kaybedince anlaşılıyor.
Ama biz hâlâ “gelecek nesiller” diyoruz. Oysa o gelecek nesil çoktan doğdu. Yani, tehlike artık yarının değil, bugünün meselesi.
Ne Yapmalı?
• Tarımda damla sulama sistemleri yaygınlaştırılmalı.
• Yeraltı suları yerine yağmur suyu hasadı teşvik edilmeli.
• Sanayi ve tarımsal atıklar, bu alanlara ulaşmadan önce arıtılmalı.
• En önemlisi, bu konular yalnızca çevrecilerin değil, her vatandaşın sorumluluğu olarak görülmeli.
Sultan Sazlığı, bir coğrafyanın sadece doğa mirası değil; kültürel hafızasının da parçasıdır. Onu kaybetmek, Kayseri’nin bir parçasını yitirmek demektir. Bugün sessizliğiyle bizi uyarıyor.
Belki de bu, doğanın son fısıltısıdır:“Beni koru, çünkü ben gidersem sen de gidersin.”