Duygu Uludaşdemir

Polisler intihar ediyor, kimse duymuyor!

Duygu Uludaşdemir

Polislerin Yalnızlığı ve İntihara Sürükleyen Gerçekler
Her gün sokaklarda güvenliğimiz için nöbet tutan, suçla mücadele eden, canını hiçe sayarak görev yapan polisler... Peki onların hikâyesini kim dinliyor? Görevlerinin ağırlığı altında ezilen, ekonomik sıkıntılarla boğuşan ve çoğu zaman yalnız bırakılan bu insanların sessiz çığlıklarını neden kimse duymuyor?
Son yıllarda polis intiharları ne yazık ki dramatik bir şekilde artış gösteriyor. Her biri ardında acılı aileler, yetim kalan çocuklar ve cevapsız sorular bırakıyor. “Neden?” diye sorduğumuzda, cevabı hepimizin bildiği ama çoğumuzun görmezden geldiği yerde yatıyor: Geçim derdi, uzun ve düzensiz mesailer, psikolojik baskı ve yalnızlık.
Geçim Savaşıyla Görev Savaşı Arasında Sıkışmak
2024 yılında 73 bu yıl ise 38 emniyet mensubu yaşamına son verdi. Polis çalışma koşullarından dolayı intihar ediyorum demez. Polisi, çalışma koşulları intihara sürükler.
Polisler, gecesi gündüzü olmayan, bayramı tatili bilmeyen bir mesleğin mensupları. Hiç şüphesizki en ağır basan intihar sebepleri arasında ekonomik sıkıntılar geliyor. Maaşları, verdikleri emekle çoğu zaman orantısız kalıyor. Artan hayat pahalılığı, kira giderleri, çocuklarının eğitimi derken birçok polis, ek iş yapmayı bile düşünüyor. Ancak onuda yapamıyor. Güvenliğimizi sağlayan kişilerin kendi güvenli bir hayatı yoksa, bu nasıl bir adalet?
Bugün bir polis memuru, ortalama bir kamu çalışanıyla benzer maaş alıyor ama katbekat fazla risk ve stres altında görev yapıyor. Polis aileleri, ay sonunu getirebilmek için plan üstüne plan yapıyor. Maaşları yetersiz kaldığında ise kredi borçları, icra tehditleri devreye giriyor. Tüm bu ekonomik yük, ruhsal çöküntüyü beraberinde getiriyor.
Polisler Sesine Kulak verin !
Artık susmanın zamanı değil, görmezden gelmenin hiç değil. Polislerimiz yalnız değil demek için değil, gerçekten yalnız olmadıklarını hissettirmek için harekete geçmeliyiz. Polislerin hayatını kurtarmak için yapılabilecekler belli. Bunlar lütuf değil, gecikmiş bir zorunluluktur. İşte o hayati adımlar:
Ekonomik Haklar İyileştirilmeli
Polis maaşları, yaptıkları görev ve yaşadıkları stresle orantılı hale getirilmeli. Maaş düzenlemeleri ile birlikte memurlara kira desteği, çocuk yardımı gibi sosyal ödemeler de  yapılabilir. 
✔ Psikolojik Destek Zorunlu Hale Getirilmeli
Polisler düzenli olarak psikolojik değerlendirmeye alınmalı. Her ilde ve ilçede tam zamanlı uzman psikologlar görevlendirilmeli.
✔ Polis-Toplum İletişimi Güçlendirilmeli
Polisin toplumdan kopmaması için sosyal projeler, aile destek programları ve polis-halk buluşmaları düzenlenmeli.
Yalnız Değilsiniz! Ama...
Polislerimizin yalnız olmadığını söylemek kolaydır. Ama hissettirmek zordur. Şimdi artık laf zamanı değil, icraat zamanı. Bir polis daha sessizce hayattan vazgeçmeden, bu sorunlar çözülmelidir.
Polisler yaşamalı ki toplum yaşasın.
Onlar güçlü olmalı ki biz güvende olalım.
Ve unutmayalım:
Korumakla görevli olanı koruyamayan bir toplum, güven içinde olamaz…

 

Yazarın Diğer Yazıları