Duygu Uludaşdemir

Hayaller bile vize istiyor: Gençlerin sessiz göçü

Duygu Uludaşdemir

Türkiye'de son yıllarda sıkça duyduğumuz bir cümle var: “Burada gelecek yok.” Bu cümleyi kuranların çoğu, üniversite mezunu, iyi eğitim almış ama umudunu kaybetmiş gençler. Kimisi kapısını çalan işsizliğe, kimisi sürekli değişen sistemlere, kimisi ise adaletsizliğe dayanamıyor. Sonuç? Bir valiz, bir veda ve tek yön bilet…
Beyin göçü artık bir tercih değil, bir zorunluluk gibi algılanıyor. Gençler, daha iyi bir yaşam, daha adil bir sistem ve daha saygıdeğer bir gelecek için başka ülkelerde şansını denemek istiyor. Sadece doktorlar, mühendisler değil; sanatçılar, yazılımcılar, akademisyenler hatta lise çağındaki gençler bile “gitmenin yollarını” arıyor.

Peki neden?
Çünkü gençler yalnızca maddi değil, manevi bir yorgunluk da yaşıyor. Umutlarını besleyecek örnekler az, liyakatin yerini ilişkiler almış, alın terinin karşılığı ise ya geç ya da hiç gelmiyor. Üniversite diploması artık bir pasaport yerine geçmiyor. Geçim sıkıntısı, barınma sorunu, adaletsiz rekabet ortamı derken gençler, yaşamadıkları ülkeleri “hayal” etmeye başlıyor. Ve en kötüsü; bu hayal artık lüks değil, kaçış planı.
Ancak bu durumun bir de sessiz tarafı var. Kalmak zorunda olanlar… Gidecek parası, bağlantısı ya da şansı olmayanlar. Onlar, “gidebilenlerin” ardından bakarken aynı sistemin içinde sıkışıp kalıyor. Bu insanlar da en az gidenler kadar kırgın, en az onlar kadar umutsuz…
Devlet politikaları, eğitim sistemi, iş güvencesi ve toplumsal adalet sağlanmadıkça bu göç durmayacak gibi görünüyor. Çünkü bir ülke, gençlerine “gelecek” veremiyorsa; o gençler geleceğini başka yerlerde arar. Ve belki de en acı olan şu: Artık hayaller bile vize istiyor
Çözüm Umutsa, Umudu Biz Büyütmeliyiz!
Bu topraklarda doğmuş, bu topraklarda büyümüş gençlerin hayallerini başka ülkelerde aramasını sadece izleyemeyiz. Gençlerin kalması için onlara sadece “kal” demek yetmez; umut vermek, adalet sunmak, liyakatı esas almak ve yaşam koşullarını iyileştirmek gerekir. Bu mesele bir kişinin, bir partinin ya da bir kurumun sorunu değil; hepimizin sorunudur. Eğer gerçekten güçlü bir gelecek istiyorsak, gençlerimizi yalnız bırakmamalı, onların sesine kulak vermeliyiz.

Çünkü bu ülkenin geleceği, bavulların içinde değil; umutla büyütülen yüreklerdedir.

 

Yazarın Diğer Yazıları