Bugün 24 Temmuz takvimlerde “Basın Bayramı” olarak geçiyor. Yalnız bu bayram, sadece ilanla kutlanmaz. Bu bayram, cesaretle, onurla, dik duruşla yaşanır.
Çünkü bu ülkede gazeteci olmak; sadece bir meslek değil, bir duruş, bir bedel, bir direniştir.
Gerçeğin peşinde koşarken hedef tahtasına oturtulmak, susturulmaya çalışılmak, yaftalanmak, dışlanmak…
İşte tam da bunlara rağmen yazmaya ve ayakta durmaya devam ediyoruz.
Bugün, her türlü baskıya, tehdide, sansüre rağmen kalemini bırakmayanların günü.
Bugün, kamuoyunun değil "makamların" hoşuna gidecek cümleler yazmayı reddedenlerin günü.
Bugün, susturulmak istenen ama susmayan gazetecilerin günü!
Bir haberi yazarken önce “acaba başıma ne gelir” diye düşünen her gazeteci, aslında bu sistemin içinde özgürlük için savaş veriyor.
Bir köşe yazısını yayına vermeden önce kaç kişi tarafından okunup ‘onaylanacağını’ düşünenler değil, vicdanına danışanlar ayakta tutuyor bu mesleği.
Çünkü biliyoruz ki; gazetecilik, yalnızca bilgi aktarmak değil, hakikati savunmaktır.
Bugün kutlanması gereken; koltuk sevdasıyla değil, hakikat aşkıyla yazanların cesaretidir.
Her tehdide rağmen, halkın haber alma hakkını savunanların inancıdır.
Manşeti korkarak değil, inanarak atanların direncidir.
Her dönemde susturulmak istenen gazeteciler oldu. Ama aynı dönemde, susmayanlar da vardı.
Ve tarih, hep o susmayanları yazdı…
Çünkü biz susarsak; yalan konuşur, karanlık büyür, vicdan kaybeder.
Ama biz yazarsak; hakikat yerini bulur.
Ve unutmayın…
Hiçbir sansür, gerçeğin kalemle yazıldığı kadar güçlü değildir!
Bu yüzden bugün, sadece bir bayram değil; bir hatırlatma, bir saygı duruşudur.
Bugün, susturulmak istenen ama susmayan gazetecilerin cesaretine selam durma günüdür.
İşte bu yüzden “Bugün, Susturulmak İstenen Ama Susmayan Gazetecilerin Cesaretini Kutluyorum.”
Basın Bayramı Neden Kutlanıyor?
Her yıl 24 Temmuz günü, "Gazeteciler ve Basın Bayramı" olarak kutlanır. Bu tarih, 1908 yılında II. Meşrutiyet’in ilanından sonra basına uygulanan sansürün kaldırıldığı gündür.
24 Temmuz 1908'de, gazeteler ilk kez sansür memurlarına yazılarını göstermeden yayımlandı. Bu olay, Türk basın tarihinde bir dönüm noktasıydı. Basın mensupları o gün, kendi iradeleriyle haber yapmanın ve halkı doğru bilgilendirmenin ilk adımını attılar.
Bu nedenle 24 Temmuz, basın özgürlüğünün simgesi kabul edilir.
Ancak ne yazık ki, aradan geçen onca yıla rağmen sansürün şekli değişmiş, ama tamamen ortadan kalkmamıştır.
Basın Bayramı, bir kutlama olduğu kadar, aynı zamanda gazetecilerin ifade özgürlüğü, halkın haber alma hakkı ve sansürle mücadele konularında hatırlatıcı bir gündür.