Yapay zeka karşısında gençler ne yapmalı ?

Haber Yeni Gündem ekibi olarak son günlerde çok fazla gündem olan yapay zeka ve gençler konulu Teknolojiport Yazılım Kurucu Ortağı Serhat Güller ile bir röportaj yaptık. Serhat Güller ile önemli konulara değindiğimiz röportajımızın detaylarını iletiyoruz.

-Serhat Bey, yapay zekâ neredeyse her yerde konuşuluyor. Kimi heyecanlı, kimi panikte. Siz nasıl bakıyorsunuz bu meseleye?

- Yapay zekâ şu an bir deprem gibi. Sessizce gelmiyor, pat diye geliyor. Ve şunu net söyleyeyim: Kimseyi özel olarak hedef almıyor ama ezbere dayanan işleri, duygudan uzak meslekleri önüne katıp götürüyor. Tıpkı otomobilin faytonu bitirdiği gibi. Bugün “Ben yıllardır bu işi yapıyorum” diyenler bile riskte olabilir, eğer işini değiştirmeye, yenilenmeye açık değilse.

- Hangi işler risk altında sizce?

- En riskli olanlar şunlar; her gün aynı şeyleri yapanlar, karar verme  gerektirmeyen işler, insan ilişkisine, duygusal zekâya ihtiyaç duymayan meslekler.

Mesela müşteri temsilciliği… Artık birçok firmada sizi gerçek bir insan değil, yapay zekâ karşılıyor. Kibar, sabırlı, hatta arada şaka bile yapıyor. Ama en önemlisi: Asla izin istemiyor, hata yapmıyor, yorulmuyor.

Ya da düşünün, veri girişi yapan bir çalışan… Binlerce satır veriyle uğraşıyor. Şimdi o işi bir yapay zekâ programı birkaç dakikada, üstelik daha az hatayla yapabiliyor. Bu hız ve verim karşısında insanın aynı performansı göstermesi imkânsız.

- Sadece fiziksel işler mi etkileniyor yani?

- Hayır, asıl kafa yoran şey bu zaten: Fiziksel değil, zihinsel işler de gidiyor.
Mesela yazılı içerik üreticileri. Eskiden bir tanıtım yazısı ya da ürün açıklaması hazırlamak saatler sürerdi. Şimdi siz bir konu veriyorsunuz, yapay zekâ onu saniyeler içinde yazıyor. Hatta isterseniz espirili yazıyor, isterseniz resmi.

Çok net söylüyorum: “Klavye ile geçinen” ama yaratıcılığı olmayan herkes risk altında. Aynı şeyi gazetecilikte de görüyoruz. Basit haber, özet bilgi, maç sonucu, döviz kuru gibi şeyler zaten yapay zekâ tarafından yazılıyor artık. Peki ya derinlemesine analiz? Sokaktan gerçek bir ses? İşte onları hâlâ insan yazmak zorunda.

-Ama bu gelişmeler herkesi tedirgin ediyor. İşsiz kalmak korkusu var…

- Korku normal ama panik gereksiz. Şunu unutmamak lazım: Yapay zekâ işleri yok etmiyor, değiştiriyor.
Nasıl ki traktör çiftçiyi bitirmedi, sadece saban dönemini kapattıysa, yapay zekâ da eski iş yapış biçimlerini bitiriyor. Bu dönüşüme ayak uyduranlar, daha verimli, daha yaratıcı hale gelecek.
Ama direnç gösterenler… maalesef onlar yolda kalacak. Çünkü bu değişim durmaz, geri vitese takmaz.

- Gençlere tavsiyeniz ne olur bu yeni düzende?

- Çok net söylüyorum: Ezber mesleklerin devri kapandı. Gençler artık “bir mesleğim olsun” değil, “bir beceri setim olsun” demeli.
Şimdi genç kardeşlerime ayrı bir parantez açayım. Herkes “teknoloji, yapay zekâ, yazılım” diye konuşuyor ya, birçoğunuz da sanıyor ki sadece bilgisayar başında oturanlar ayakta kalacak. Halbuki durum tam tersi olabilir. Çünkü yapay zekâ şu an en çok masabaşı işleri tehdit ediyor. Evet, yanlış duymadınız.

Yani sadece ekran başında oturup, tuşlara basarak yapılan işler riskte. Ama işin içinde el varsa, bedensel beceri varsa, insanla temas varsa… O meslekler kolay kolay ortadan kalkmaz.

Bakın birkaç örnek:

  • Diş hekimliği: Ne kadar gelişirse gelişsin, kimse ağzını bir robota emanet etmek istemez. El hassasiyeti, dikkat, iletişim bu meslekte kritik.

  • Elektrik, sıhhi tesisat, marangozluk: Evdeki su borusu patladığında, yapay zekâ size PDF yollamaz. Usta gelir, işi çözer.

  • Berberlik, kuaförlük: Yapay zekâ saç kesme simülasyonu yapabilir ama makası tutamaz.

  • Cerrahlık: Robotik cerrahi var ama hâlâ başında bir insan doktor şart.

  • Aşçılık, pastacılık: Tat ve sunum gibi duyusal şeyleri taklit edemez henüz.

  • Zanaatkârlık: El işçiliği, sanat ve duygu içerir. Fabrika ürünüyle elde yapılan arasında hâlâ büyük fark var.

Özetle: “Eline iş yakışan” biriyseniz korkmayın.

Bugün herkes yazılımcı olmaya çalışıyor ama yarın bir çilingir, bir teknisyen, bir dişçi çok daha değerli olabilir. Çünkü bu işler insanla, elle, dikkatle yapılır. Bu işleri robotlara devretmek kolay değil. Hem emek var hem güven var.

Gençlere tavsiyem:
Sadece ekran karşısında değil, teknolojiyi kullanarak fiziksel üretim yapan işlerde de uzmanlaşın. Hem iş garantiniz olur hem değeriniz.

Bir de şunu unutmasınlar: Yapay zekâ rakip değil, yardımcı. Onu nasıl kullanacağını bilen kişi bir adım önde başlar. Excel’i bilen muhasebeci gibi düşünün. Eskiden hesap makinesiyle uğraşanlar vardı. Sonra Excel bilen geldi, hepsini geçti.

-Gazetecilik için ne öngörüyorsunuz peki?

- Gazetecilik kökten değişecek. Basın bülteni yazan, otomatik haber çevirisi yapan gazetecilik biter. Ama insan hikâyelerini anlatan, sahaya inen, gerçeği ortaya çıkaran gazetecilik altın çağını yaşayacak.
Yani siz de “Yapay zekâ yazabilir ama ben hissedebilirim” demelisiniz. Çünkü haber yazmak başka, haberin nabzını tutmak başka.

- Sizi en çok heyecanlandıran şey ne bu dönemde?

- En heyecan verici şey şu: Sınırlar kalkıyor.
Bir kişi evinden çıkmadan onlarca ülkeye hizmet verebiliyor. Küçük bir yazılımcı, yapay zekâ ile global ürün yapabiliyor. Eskiden sadece büyük şirketlerin yapabildiği işleri artık tek kişi yapabiliyor.
Ama bu güçle birlikte sorumluluk da geliyor. Bilgi kirliliği, etik sorunlar, insan emeğinin değeri gibi konular daha çok konuşulacak.

-Son olarak, halkımıza ne mesaj verirsiniz?

- Teknolojiye sırtını dönen değil, onunla kol kola yürüyen kazanır.
Yapay zekâ gelmişse, kapıyı kapatmak yerine içeri buyur edeceğiz. Masaya oturup “Nasıl birlikte çalışırız?” diyeceğiz.
Çünkü bu çağda bilgiye değil, uyum sağlayabilen insana ihtiyaç var.

Serhat Güller’den Gençlere Naçizane Öğütler:

  • Ezber değil beceri geliştirin.
  • El becerilerini geliştirin.
  • Masabaşı iş değil, nitelikli iş hayal edin.
  • Teknolojiye direnmeyin, öğrenin.
  • İnsan kalabilen mesleklerde kalın.
  • “Yerimdeyim” demek, geride kalmaktır.
  • Yapay zekâ bir tehdit değil, fırsattır. Ama sadece hazır olanlar için.
Haber Yeni Gündem - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!
Özel Haber

Bakmadan Geçme