DOLAR 32,5038 0.08%
EURO 34,7826 -0.12%
ALTIN 2.496,260,50
BITCOIN 2075205-1,48%
Kayseri
23°

HAFİF YAĞMUR

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

X

SORGUSUZ BİAT, YÖNETİCİLERİ YANLIŞA SEVK EDER!

ABONE OL
Kasım 3, 2022 11:05
0

BEĞENDİM

ABONE OL

SORGUSUZ BİAT, YÖNETİCİLERİ YANLIŞA SEVK EDER!

Ülkemizde son günlerde rutin hale gelen petrol, elektrik, doğalgaz, gıda vb. zamlarının, yani ekenomik sıkıntıların sebebinin; Ak Parti yöneticileri tarafından Rusya-Ukrayna arasında vuku bulan savaş olduğu öyle bir anlatılıyor ki, bir an acaba biz de ülke olarak savaşa mı girdik diye düşünmemek elde değil! Zira benzin, mazot gibi akaryakıt fiyatları Avrupa’da en ucuz bizim ülkemizde imiş! Neye göre, kime göre? Avrupa’da, örneğin Benzin fiyatları; Almanya’da 20 Aralık 2021 de 1,69 Euro iken 07 Mart 2022 de ise %16 artış ile 2.01 Euro olmuş. Ülkemizde ise aynı dönemde ; 11.61 Tl den %62 artışla 18.77 Tl olmuş. Ülkemizdeki asgari ücreti 4.200 Tl olarak baz alırsak; 223 Litre benzin alabiliyor iken, Almanya’da aynı dönemde asgari ücret 1.621 Euro (Lüksemburg 2.257 Euro) olup, Almanya’da asgari ücretle 806 Litre benzin almaktadır. Kaldı ki Almanya’da çalışan kesimin sadece %5-6 sı asgari ücret almakta olup, %95 i asgari ücretin çok üzerine ücret aldığı, Bizde ise, Asgari ücreti çalışan kesimin % 60-65 almaktadır.

(Demek ki 223 litre bezin 806 Litreden daha fazlaymış ki bizdeki benzin daha ucuzmuş! Ne güzel değil mi?) Ülkemizde kıyas yapılırken; sanki ülkemizde maaş ve ücretler Tl. değil de Euro ya da Dolar cinsindenmiş gibi değerlendirme yapılması doğru bir yaklaşım değildir. Evet ülkemizde 20-25 bin lira maaş alanlar için (ki bu ücretler dahi Avrupa’daki çoğu ülke asgari ücretinin gerisinde kaldığı açıktır.) sözkonusu artışlar sarsıcı olmayacaktır. Şayet, Benzini, doğalgazı vs. artışları Euro ya da Dolar üzerinden değerlendiriliyorsak, çalışanların geliri de Euro ya da Dolar cinsinden değerlendirilmemiz daha inandırıcı, daha gerçekçi olacaktır. Siyaseten ya da siyasette menfaati olanlar açısından bu tür değerlendirmeleri anlamak (ahlaki olmasa da) mümkündür.

Ancak, siyaseten her hangi bir çıkar ilişkisi olmayan, hele hele asgari ücretle çalışan bir yurttaşın bu zamları makul, dünya standartlarında görmesini, neden?, niçin? Diye sorgulama gereği duymamasını anlamak mümkün değildir. Örneğin Avrupa ülkelerinden hangi ülke vatandaşın ezici çoğunluğu sözkonusu zamları aşırı görüp ödeyememekten şikayetçidir. Avrupa yayın organlarının hangisinde zamların aşırı olduğuna dair, halkının zor durumda olduğuna dair bir haber vardır? Kaldı ki, Avrupa ülkelerinde de benzer bir pahalılık olsa da, biz kendi ülkemdeki güzellikler ile gurur duymalıyız, olumsuzluklara karşı şikayet etmeliyiz! Bu bizim vatandaşlık görevimizdir. Aksi takdirde, yöneticiler yanlışının farkına varamayacak, yaptıklarının doğru olduğu kanaati ile yanlış uygulamalara devam edecektir. Sorgulamamız gereken ise; biz kendimize yetecek kadar tarım ürünlerini ekebilseydik, ekili alanların betonlaştırılmasına izin vermeseydik, elektrikte, doğalgaz vs. de tasarrufa azami ölçüde riayet etseydik,Yediğimiz içtiğimiz ürünleri kendimiz yetiştirseydik, kendi karnımızı doyurabilirdik!

Dünyadaki petrol fiyatının artışının ülkemize etkisi ne olurdu ki? Taş çatlasa denir ya, evet taş çatlasa etkisi en fazla % 30-40 olurdu! Ama biz ne yapıyoruz? Yediğimiz içtiğimiz ürünlerin önemli kısmını yut dışından dövizle alıyoruz, Acı olan ve anlaşılması zor olan o ki, Ülkemizde yapılan hastaneler, yollar, köprüler ülkemize ait, yapan müteahhitler Ülkemiz vatandaşı, ama; ödeme aracı döviz bazlı, garanti ödemeli. Hele bir de ihtilaf halinde Yetkili mahkemelerin Türk Mahkemeleri olmayıp yabancı ülke mahkemeleri olmasını anlamak mümkün değil! Ben, benim ülkem mahkemesine güvenmeyip, yetkili mahkemenin yabancı ülke mahkemesinin olmasını isteyen adam babam da olsa iş vermem arkadaş! Bu tür talep de bulunan adamların Türk Milliyetçiliğinden bahsetmesi de inandırıcı olmayıp, bu tür insanlar çıkarı için ülkesini satmaktan geri kalmayacak insanlardır. (Atatürk, benim hatırım için dinden çıkanlar, yarın başkasının hatırı için vatanını satar!

(Lord Kinros, Atatürk) derken vatanperverliğin herşeyin üstünde olduğunu ortaya konmuştur.) Müreffeh bir Türkiye için, kalkınmanın yolu ise Atatürk’ün başlattığı Kısa-Orta ve Uzun Vadeli Kalkınma Planlarına yeniden başlamak, Doğalgazın köylere gitmesine öncelik verilerek, Köy yaşamını cazip hale getirip, gerekirse her köye ücreti devlet tarafından karşılanarak en az iki adet çoban tahsis etmek, üretime konu girdi maliyetleri sübvanse edilerek, kendi kendimize yeter bir ülke haline getirmektir Unutmamak gerekir ki; Ekenomik Bağımsızlığı olan ülkelerin yıkılması kolay kolay mümkün değildir. Saygı ile… Ali ÇELİKER İşletmeci – İletişimci- Uzlaştırmacı

    En az 10 karakter gerekli

    Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.