DOLAR 32,3685 0.15%
EURO 34,9713 -0.31%
ALTIN 2.324,110,21
BITCOIN 22760110,52%
Kayseri
14°

PARÇALI BULUTLU

02:00

İMSAK'A KALAN SÜRE

X

KARSU ÇIĞLIĞI

KARSU ÇIĞLIĞI
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Uzun zamandır hiç böyle çığlığa denk geldiniz mi ?

Ben ilk defa bu haykırışa şahit oluyorum.Sebebi net. Bu çığlık kolay kolay atılamaz, attıramaz hiç kimse de. O alev öylesine ateş almadı.Dinlemediyseniz açın youtube dan. Hak vereceksiniz.

Müzik evrensel dildir hani ,duygular geçer ,ifade etmek istediğini iki notayla enstrümanla anlatırsın ya ama bir çığlık geldi ki içinde milyon kelimeler ,isyanlar ; dünyanın diğer ucundan bile anlayan anladı.Hollanda nın saygı duyduğu Türk Kadını başardı bunu. Yarası kanıyordu içinde öfkesini bir tarafa koyup milletimizin düştüğü bu durumu rencide etmeden soğukkanlılıkla yaktı AĞIDINI.

Kaç defa dinledim bilmiyorum ama her dinlediğim de ölen , yaralanan , kaybolan ,evsiz – işsiz kalan, umudunu kaybetmiş ruhları dinliyordum. Her dinlediğim de ruhlar değişiyordu. Tek birine ait değildi işte mevzu bu. Karsu’nun suretin de hepsinin yansıması vardı. Milyonların sesini tek başına üstlenmiş bir yaralı dünyanın gözünde.

Haykırışı anlamak erdemli insanın işidir. O çığlık yara almış kalplerin dili ,kadının ,ananın ,minik çocukların, Ata’mızın ,şehitlerimizin dilidir. O ses tonu var ya hani binlerce kelimeleri çıkartır
boğazdan onu anlamak işte yürek ister anlamayan namerttir. Bunun okulu ayrı. Herkes kolayına öğrenemez. İçinde adalet, hukuk, vatan sevgisi ,insan sevgisi ve en önemlisi Allah sevgisi barındırır. O yüzden zor dur işte cancağzım. Paraya tamah etmeyenler, dürüst ve kul hakkı yemeyenler bir olmanın ne demek olduğunu bilenler anlarlar.

Kim ne derse desin bu alev dinmeyecek kolayına, unutulmasın zaten.Tacizcileri, hırsızları , göbeğini kaşıyarak , bıyık altından gülenleri kimse unutmasın. Kar da ayaz da masumları evsiz barksız bırakmanın vicdansızlığı ancak adıyla tam olan KARSU çığlığı ile hatırlanılsın.

Devamını Oku

Kolleksiyonerlikten Müzeye

Kolleksiyonerlikten Müzeye
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Herkesin evinde az da olsa nostaljik eşyaları  illa ki vardır.(Atma meraklıları dışında.) Geçmişe dair kokusu, anısı, dokusu…illa ki bağlar insanları. Plağın yerini alan radyo çalar , radyo çaların yerini alan MP3  çalar olsa dahi.… Süregelen zamanlar da insanoğlu nasıl evrimleşiyorsa üretilen her bir şeyin de zamanı doldukça evrilir, çevrilir, değişir, alanlarımızı doldurur. İşte o sırada biz kararımızı veririz, işe yaramayan her ne varsa atılsın mı? Yoksa göz bebeği olarak saklasın mı? Kimilerine göre kullanılmayan eşyaların enerjisi durağandır. Tercih meselesidir bu.

Geçmişten bugüne tarihi eserlerin bulunduğu müzeleri saymaz isek, konum şu an bireysel kolleksiyonerlerdir. Bizi yakın geçmişe götüren gördüğümüz de ahh o eski günlerin kokusu dediğimiz ; Sn  Koç &Sabancı & Akın … gibi değerli kişilerin  imzalarını taşıyan mükemmel ötesi müzeler.. Eşyaların çalınma riskinin olmadığı, gidenlerin büyülendiği modern yapılı müzeler. Kolleksiyoner olmak burada değerli işte. Tutku derecesinde çocukluktan itibaren saklanılmış oyuncaklar, evler, arabalar, kıyafetler…ler,ler,ler.. Yığınla bir geçmiş saklıdır her birinde. Buram buram aşk kokar camlı dolapların arkasında.

Sunay Akın’ın oyuncak müzesinden bahsediyorum. Çocuklarımı gezdiriyorum ama esas benim orda ağzı açık kalan gözleri dolan. Cin Ali kitapları bile saklanmış, sararmış sayfaları ile. Ama olsun iyi ki saklanmış. Kokusu burnumda…

Sn Koç ailesinin bıraktığı müzeden bahsediyorum mesela,  Ankara da İstanbul da, Cunda da . Sn Rahmi Koç ‘un tutkuyla topladığı,( bozuk olanları onardığı); Ata’sından, babasından kalan gözbebeği eşyaları sergilediği Rahmi Koç Müzesinden etkilenmiş olup aktarmak istedim yazıya.

Ankara kalesinin içinde Anıtkabir e karşı, 2005 yılında ziyarete açılmış müze, Çengelhan ve Safranhan dan oluşmakta. Kanuni Sultan Süleyman dönemin de inşa edilmiş, odalardan oluşan at pazarı, tarihi dokusuyla da görülmeye değer. Adeta bir kervan.

Seyahatlerimin arasına mutlaka görülmesi gereken yerleri listelemeye çalışırım. Bu müze de defalarca gittiğim Ankara da benim için sürpriz bir yer oldu.  Rahmetli Vehbi Koç un küçük yaşta okulunu terk edip babasından esnaflığı öğrendiği Koçzade Ticarethane’ sine gidenler masasına dirsek sürtmeyi ihmal etmiyorlarmış. Ne me lazım kutsal alan esnaflar içinJ

Eski araba meraklıların dokunması kaçınılmaz “Anadolu..”

Rahmetli M.KOÇ ‘un oynadığı “Roller Coster’ı”…

Görkemli bebek evleri: ki; her biri tarihi birer belge niteliğindeymiş. Sergilenen her bir evin gerçekte bir hikayesi varmış.  Yeniden kurgulanmış, insanoğlunun etkileyici hayal gücü, kabiliyeti ile bir kez daha hayat bulmuş.

Evler dönemsel olarak 19. yüzyıl, 20. yüzyıl ve 21. yüzyıla ışık tutmakta. Renkleri, yapıları ve mobilyadan döşemelik kumaşlara, perdelerden halılara, avizelerden oda sayısına kadar pek çok detayla sahiplerinin kişiliğini ve zevklerini yansıtmakta. Hepsi Barbie nin plastik evlerine bin basar.

 İşte bu muazzam müzenin tam karşısında! aydınlıkların içinde hiç eskimeyecek olan yine  ANITKABİR’dir.

Devamını Oku

Ayvalık da yaşam

Ayvalık da yaşam
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Rakı & Balık& Ayvalık…

Dünyanın hangi yerinde bir şehir bir ilçe bir köy hakkında böyle bir tanımlama vardır?.. Varsa da ben bilmiyorum… Ne hoş değil mi? Kulağa usulca bir tını bırakıyor. Hiç rakının tadını bilmeyen sevmeyen! bir insan bile onun altında yatan tatlı bir muhabbetin ne demek olduğunu biliyor. Keyifli bir Ege mutfağı, rakının verdiği şen muhabbetler,kahkahalar…

Ülkemizin hiçbir yerinde bu üçlü ballandıra ballandıra dile gelmiyor. Kendine münhasır. İzmir’in kumrusu, Kayseri’nin mantısı hiç böyle dillenememiştir velhasıl kelam.

Raki &Baliikk & Ayvalik…I Yerine İ koyalim bir de. Hoş bir Rum tınısı var. Aklıma gelen Ayvalık sokaklarında, mahallelerinde Türk – Yunan dostlukları eskiye dayanan. Ortak gayeleri yeme –içme –bolca kahkaha… Sabaha kadar yanan ışıkların altında söylenen Türk-Yunan muzıklerı… Katerınası, Elenisi ,Leyla sı.. tokuşturur bardakları.. Ah ne hoş değil mi?

Kurulan sağlam dostluklar arka sokaklar da Arnavut kaldırımlarında yankılanmakta… Taşların aralarından çıkan akşam sefası çiçekleri bu çiçekleri satan Bergamalı teyzemler… Gözümüzü kapatalım bir an . Bembeyaz örtülerin üstünde çeşitli mezeler, rüzgarın esintisi, denizin dalgası , fonda Yunan – Türk müziği ahengi..

Dünyanın hangi yerinde böyle bir kombin vardır? İçmeden de sarhoş olur insan… Rakı orda mecazi anlam benim için. Keyif demek,unutmak demek,salmak demek bir an için, deliye vurmak en dibinden. ( Ha bu arada Ayvalık’ın delisi de meşhurmuş) . İçen –içmeyen havasından sarhoş olurmuş. Herkes için dünya dönermiş, muhabbet coşarmış. Maksat bu değil mi? Demlensin ruhlar…

Bir an unutulsun zıtlık durumlar, önyargılar, kabullenemeyişler. Kaosun dibinden kolaylıkla çıkmanın en güzel YOLU “Ne getireyim abime ?”  olsun…Ah Ayvalık sen nelere kadirsin. Muhabbetin dibisin…

Devamını Oku

Geçecek,Geçti Bile…

0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bomba gibi şarkılar tam zamanında size ulaşır ya…Araba da yoğun trafikte bunalmışken sizi kendinize getiren ya da evde yastık yorgan 1.80 yatarken ,ders çalışmaktan bunalmışken.

Yazılan şarkılar insanların damarlarına işleyen en kısa yoldur. Hiç olmadık anlarda farkında olmadan mırıldandığımız dilimize yapışmış olan sonra  “nerden  çıktı bu şarkı ya ,ne söylüyorum ben ya, şarkı dilime dolandı” deriz. Hücrelerimize işler de geçer. Moddan moda gireriz. Altında ki subliminal mesajı farketmeyiz vesselam. Beynimize kazınmıştır bir kere.

Mesela ,

Zeytinyağlı yiyemem aman ,

Basmalı fistan giyemem aman

Senin gibi cahile ben efendim diyemem aman,…

Yıllarca türkülerimizi baş tacı yaptık. Farkına varmadan kınalarda oynadık ,göbek attık. Nasıl bir ihanettir bu? Milli değerlerimizi bu kadar hiçe saymak, kolaylıkla dalga geçerek dilimize almak. Basmalı fistan derken, Sümerbank bez fabrikasının ürettiği kumaşlar yerine  Yves Siant Laurent in tasarladığı basmalı fistanı giymek mi çok havalı şimdi?  Cahil mi oluyor şimdi yerli fistan giyen kadınlar?

Bunun gibi neler neler. Şarkı sözlerine çok iyi odaklanmamız lazım. Sonra  inanıyorsak , hazmettiysek sözlerini içselleştirdiysek , şıngır mıngır oynamak kolay.

Aynen Geccek şarkısı gibi.. . Harikasın be adam . Alışa gelmiş şarkılarının bin tık ötesinde. Klip ve sözler o kadar anlamlı ki, anlamına göre klip. Klibine göre sözler . Tarkan sen öyle diyorsun ya geçti bile. Hani öpersin de geçer ya . Aynen öyle. Aynen öyle.  Yaralarımıza merhem oldun, şifa yağdırdın birden bire. Zoom dan hayatımızı devam ederek asosyalleşmiş topluma da , sürekli elinden telefon düşürmeyen tiktokçu çocuklara da. Bir de Geccek diyorsun , halk diline uygun. Dilbilgisine takılmadan. Orda bile keyifli mizah var. Ben sizin babanızım, çocuklarım bana inanın dercesine.

İnanıyoruz sana adam, ne sağlık bakanlığına , ne siyasilere inandık şimdiye kadar. Mikrofunu eline alıp höngür höngür bu kriz bitecek diye bağıranlara inanmak yerine. Sana inanıyoruz,inandık. Senin gibiler çoğalsa da ,saçma sapan şarkılar yazmak yerine depresyona sokmasalar keşke insanları. Toplumsal konulara duyarsız kalmak hiçbir sanatçının duruşuna yakışmıyor. Geniş kitleye hitap edenler:  *siyasetçiler* gazeteciler * ve son sırada saygı duyulan ,sevilen şarkıcılardır. Ya toplumu gerer onlar ya da iyileştirirler.

Gerçekten zor günleri yaşıyoruz. Beynimiz dört dönüyor. Sakin olamıyoruz. Kendimden biliyorum. Öfke,endişe, kaygı, depresyon. Tam o sırada youtube dan gelen * Geççek her şeyin sonu var, bu çile de bitecek! İlaç oldun Tarkan! Oldu , oldu, oldu , şükür.

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.