2. KAYSERİ MİMARLIK FESTİVALİ 5-7 EKİMDE

Mimarlar Odası Kayseri Şubesi tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Kayseri Mimarlık Festivali 5-7 Ekim tarihleri arasında Kayseri Mimar Sinan Parkı içerisinde yer alan tarihi Gevher Nesibe Darüşşifası'nda gerçekleşiyor.Küratörlüğünü Mimar Kerem Piker'in

Mimarlar Odası Kayseri Şubesi tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Kayseri Mimarlık

Festivali 5-7 Ekim tarihleri arasında Kayseri Mimar Sinan Parkı içerisinde yer alan tarihi

Gevher Nesibe Darüşşifası’nda gerçekleşiyor.

Küratörlüğünü Mimar Kerem Piker’in (KPM kerem piker mimarlık) üstlendiği festival,

mimarlık kültürünün kentliyle ilişkisinin güçlendirilmesi hedefiyle söyleşiler, çocuk atölyeleri,

sergiler, film gösterimleri ve yürüyüş rotaları gibi bir dizi etkinliği içeriyor. Prof. Dr. Arzu

Erdem, Aydan Volkan, Ferda Dedeoğlu, Emine Merdim ve Sevgi Türkkan’ın içerisinde yer

aldığı Danışma Kurulu’nun katkılarıyla belirlenen “Yeni Hayat” teması kapsamında

gerçekleşecek festival etkinliklerinde, Kayseri şehri aralarında Celal Abdi Güzer, Adnan Aksu,

Arman Akdoğan, Hakan Demirel, Herkes için Mimarlık Derneği, Kutluğ Ataman, Murat

Germen, Müge Cengizkan, Nilay Örnek, Salih Küçüktuna, Sevince Bayrak, Şerif Süveydan,

Yiğit Gülöksüz gibi isimlerin de yer aldığı farklı disiplinlerden konuk konuşmacıları

ağırlayacak.

Küratör Kerem Piker tarafından hazırlanan ve “Yeni Hayat” teması üzerine yazılmış

olan çerçeve metin kapsamında festival “kırsalda yeni hayat, yeni görme biçimleri, yeni

imkanlar ve inşa, yeni medya” gibi alt başlıkları içeriyor.

Mimarlar Odası Kayseri şube yönetim kurulu başkanı Murtaza ER: “Şehrimizde geçen

yıl ilkini düzenlediğimiz mimarlık festivalinin bu yıl ikincisini düzenliyoruz. Mimarlık mesleğini

kamuya açma fikri ile ortaya çıkan mimarlık festivalleri, kentimizde mimarlık kavramının

herkes tarafından konuşulacağı bir platformu oluşturuyor. 5-7 Ekim’de tarihleri arasında

Winsa (Platin sponsor); Ege Seramik-Temaser,Lions Yapı , Polisan ( Altın Sponsorlar); Bianco

Ahşap, Eva Yapı, Loca Design, Özerpan ve RSC Yapı (İsim Sponsorları) katkılarıyla

gerçekleşecek festival; mimarların yürütücülüğünü yaptığı çocuk atölyeleri ile, ulusal

mimarlık sergisi ile, canlı performanslar ile ve ulusal alanlarında başarılı mimarların katıldığı

söyleşilerle devam edecek. Ayrıca bu süreçten sonrada hem mimarlık adına hem de

cumhuriyetimizin 100. Yılı olması sebebiyle Ekim ayı boyunca şube olarak etkinliklerimiz

devam edecek.” ifadelerinde bulundu.

Kerem Piker, Kayseri Mimarlık Festivali’nin teması olan “Yeni Hayat”ı aşağıdaki sözler

ile tarifliyor:

“Mimarlık varlığını yeni bir hayat umuduna borçludur. Bu umut, bir hayalin peşinden gitmek

demektir.

Bu hayal kimi kez mevcut bir yapının yeni hayatıdır. Yapının eski izlerini sürmek, ehil ellerin

elinde bir tür hazine avına dönüşür. Yapı ayıklanır, muhdes eklerinden arınır, kim bilir kaçıncı

hayatı için yeniden hazırlanır. Daha sızdırmaz, daha konforlu, daha cazip bir hale bürünmek

için bazen gereğinden çok hırpalanır. Türlü badirelerin ardından yeni hayatına hazırdır.

Yeni hayatı vadeden, kimi zaman kentin gelişim alanlarıdır. Planlar çizilir, haklar tanımlanır.

Yıllarca hayalini kurdukları aileden kalan arsanın değerlenmesi için imar bekleyenler vardır.

İmar onlar için yeni hayatın, zenginleşmenin hayalidir. Bu hayalin adı artık ranttır. Kendi

ekonomisini üretir; hayalperestler için bir amaç tanımlar. Topraktan girdik diyenler bir

sonraki evini hayal eder; üç koyduk beş alacağız. Kumun çimentonun demirin hayalini

kuranlar, sadece kum karmayı, çimentoyu dökmeyi, demiri bükmeyi bilenler değildir; kum,

çimento ve demir aynı zamanda birer hisse senedidir. Kağıtlar yükselir, fiyatlar yeni hayatları

koşullar. Kazananlar kadar, kaybedenler hele hele varı yoğunu kaybedenler, yeni bir hayatın

peşinden gider. Yeni Hayat bir kazanan olma hayalidir. Ancak yeni hayat, çoğu zaman

kaybedenlerin hayatıdır.

Yeni hayat mimarın kurduğu ya da kurdurduğu hayalin çok daha fazlasıdır. Bu ülkenin bitmek

bilmeyen inşası, en büyük ekonomisinin inşaat olması boşuna değildir. Ülke sürekli yeni bir

hayatın peşinde, inşaat halindedir.

Yeni hayatı yıkımlardan uzak düşünmek olanaklı değildir. Yıkmadan yapmak, çoğu kez olasılık

dışıdır. Heyhat yıkım bazen öyle büyüktür ki, yeni hayat bir umudun değil umutsuzluğun

tezahürüdür. Depremlerin tarif ettiği yeni hayatlar, çaresizlikler, yokluklar, kayıplar ve

travmalar ile doludur. Deprem bu ülkede yıkıcı bir güçtür. Bu yıkıcı gücün karşısında durmak

için gerekli iradeyi göstermek bile diğer yandan, yeni bir hayat tarifi gerektirir. Yeni bir hayat,

yeni bir ahlak demektir.

Yeni Hayat, bazen alıp başını gitmek hayalidir. Yeni kırsal şehirden kaçanların yeni

yerleşimidir. Bu uzaklaşma şehirdeki alışkanlıklarından vazgeçmeyi gerektirir. Ancak kimi kez

şehri yanında getirmek anlamına da gelebilir. Çöpler ayrıştırılır, kablosuz ağlar kurulur, zeytin

ağaçlarının altında yüzme havuzları kazılır. Yeni hayat yeni bir ekosistem demektir.

Buhranların, kederlerin, büyük yıkımların yaşandığı yıllar, belki de on yıllar, yeni hayata ilişkin

özlemlerin, tasavvurların, beklentilerin zihnimizin derinliklerinden yüzeye en çok yaklaştıkları

zamanlar oldu. Kolektif bilincimiz belki de kendini böyle tamir etmeye kalkıştı, kim bilir...

Avant-Garde denilenler, tesadüf değil, iki savaş arasında kendilerini var ettiler. Peki bu

toplumsal cinnet, cüretkâr yeninin var olmasının ön koşulu mu? Öyleyse, yepyeniye değil de

makul bir yeniye ihtiyacımız var belki de.

Bunca umutsuzluğun, şaşkınlığın, beklentinin, bunalımın, inşaatın ve yeniden inşanın

arasından kafamızı kaldırıp yeni hayatlarımızı konuşmanın, belki de tam zamanıdır.”

Haber Yeni Gündem - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!

Bakmadan Geçme